Ama önce 14 Haziran 2016 tarihli “Amerikan sistemi yazı tura atmaz” başlıklı yazımızı hatırlatalım.
“Bu bağlamda ABD başkanlık seçimi adayı Hillary Clinton için Amerikan halkının bilinçaltının senelerdir Hollywood tarafından nasıl ekilip biçildiğini analiz edelim. Önce bir parça geriye giderek Amerika’nın ilk siyahi başkanı Barack Obama’dan başlayalım:
6 Ekim 2002, Bütün zamanların en sevilen dizileri arasına giren 24 dizisinin 2. sezonunun ilk bölümünde ABD başkanı bir siyahi olmuştur. Birinci sezonda ise bu siyahi başkan adayı dirayetli, ilkeli ve kahramanca duruşu ile kendisine karşı hazırlanan tüm komplo ve suikastleri savuşturmuştur. Dizinin yayınlanmasından 6 yıl sonra, Kasım 2008, ABD’nin ilk siyahi başkanı Barack Obama seçimleri kazanmıştır. Hem de kimsenin aklının ucundan bile geçmezken.
11 Ocak 2009,24 dizisinin 7. sezonu başlar ve ilk bölümde karşımızda kadın bir Amerikan başkanı vardır.
Ve dizinin yayınlanmasından 7 yıl sonra yapılacak olan 2016 Kasım ABD başkanlık seçimlerinde ilk defa bir kadın ABD başkanı olma yolunda hızla ilerlemektedir. Dizide ilk kadın ABD başkanını canlandıran Cherry Jones sizde de Hillary Clinton’ı çağrıştırmadı mı?
Gelelim 2012 yapımı Political Animals (Siyasi hayvan, bazı politikacıların bir nevi hayvani içgüdü ile siyaset yapmasını tanımlayan bir terim) dizisine. Konu kısaca şöyle:
Eski ABD başkanı olan kocasından boşanan First Lady, Dışişleri bakanı olarak kariyerine devam etmektedir. Bir yandan devlet işleri ile uğraşırken bir yandan da bir sonraki seçimlerde ABD başkanlığına adaylığını koyma ve koymama arasında gidip gelen, bir yandan da kadın düşkünü eski kocası olan ABD başkanı ile ilişkisi devam eden ama işlerini her daim dürüst yollarla halletmeye çalışan bir kadın portresi çizmektedir. Hillary Clinton’un Dışişleri bakanı olduğu ve kocasının eski ABD başkanı Bill Clinton olduğunu hatırlatmaya gerek yoktur herhalde. (…)
İşte yukarıda bir kısmını tekrar alıntıladığımız bu yazımızda arama motoru Google ve yazı tura atışlarının bile Hillary Clinton’a çalıştığını belirterek şu soruyla bitirmiştik:
“Hala Amerikan sisteminin işi yazı turaya bırakacağını düşünüyor musunuz?”
İşte tam bu noktadan devam edelim:
Diyelim ki her şeye rağmen Donald Trump bu yarışı kazandı ve ABD başkanı seçildi. İşte sistem bu olasılığı bile düşünmüş ve hemen “Designated Survivor” dizisini seçimlere haftalar kala gösterime almış. Dizinin başrol oyuncusu tanıdık gelmiş olmalı.
Yukarıda bahsettiğimiz 24 dizisinin, yani kadın ABD başkanının ilk defa görüldüğü diziden bahsediyoruz. ABD’de ve dünyada kült haline gelmiş 24 dizisinin başrol oyuncusu Kiefer Sutherland bu dizide de başroldedir.
Dizinin konusu kısaca şöyledir:
ABD Başkanı’nın her yıl yaptığı geleneksel ulusa sesleniş konuşması sırasında kabine üyelerinden bir kişi ayrılarak gizli bir yere götürülür. Amaç, bu konuşma sırasında bir saldırı olursa devletin devamlılığını sağlayabilecek en azından bir seçilmiş üyenin hayatta kalmasıdır ve bu kişiye “designated survivor” denilmektedir.
Bu görevle seçilmiş kabine üyesi olan Çevre ve Şehircilik bakanının konuşmayı eşiyle birlikte televizyonda seyretmesiyle başlar dizi. ABD başkanı şunları söylemektedir:
“En zengin %1, ulusun geri kalanı endişe içindeyken servetlerine servet katmaya devam ettiler. Bu durumun değişmesi lazım”
Ve tam bu sözlerin ardından televizyon yayını kesilerek yerini ekranda beliren parazite bırakır. ABD senatosu, ABD Başkanı, kabine üyeleri, kısaca devletin tamamı saldırı sırasında yok olmuştur. Hayatta kalan tek Bakan ABD başkanı olur, generaller bombalanmak üzere acil (Müslüman) bir hedef bulmaya ve tecrübesiz başkanı buna ikna etmeye çalışmaktadırlar. Bu arada FBI Senatonun yıkıntıları arasında patlamamış bir bomba bularak FBI laboratuvarında incelendiğinde şu sonuçlara varır.
Bu patlayıcı modifiye edilmiş eski bir Sovyet anti tank mayınıdır, kilit halkası Pakistan yapımı, ateşleme ünitesi İran malıdır. Olaydan şüphelenen bir FBI ajanı şu can alıcı soruyu sorar.
“Bütün bombalar patlamışken bu bomba niye patlamadı? Bizin bulmamız için mi?”
Bu arada Michigan eyaletinin Cumhuriyetçi valisi (yani Trump’ın partisi) devletin yok olduğu gerekçesiyle birlikten bağımsızlığını ilan ederek hedef olarak gördüğü Müslümanları toplamaya ve gözaltına almaya başlamıştır. FBI ise El kaide bağlantılı ve Kuzey Afrika’da rahatlıkla faaliyet gösteren El Sakar isimli bir örgütün bombalamayı yaptığını düşünmektedir.
Bu kadar özetten sonra şimdi kodları çözelim:
1. İstediğimiz kişi ABD başkanı olmazsa bütün devleti havaya uçurabiliriz. Bütün devletle birlikte havaya uçurulan ABD başkanı erkektir, tıpkı Trump gibi. Dizide bu kişinin Demokrat partili yani Hillary Clinton’un partisinden olması verilen açık mesajı değiştirmez. “Erkek başkan seçilirse gerekirse tüm devletle birlikte yok ederiz.”
2.Devlette bir karmaşa durumunda Cumhuriyetçi valiler birlikten ayrılırlar ve eyaletlerindeki Müslümanları hedef alırlar. Mesaj: “Müslüman oylar Hillary Clinton’a”.
3. Saldıran Terör örgütü Kuzey Afrika’da rahatça hareket ediyormuş. Yani Fransa, İtalya ve AB etkili bölgede. Mesaj: “Bir sonraki sıcak bölge Kuzey Afrika”. Yani işimizin yarım kaldığı Libya, Tunus, Fas, Cezayir vb. Kuzey Afrika ülkelerinde yıkıma devam.
4.FBI içinde bir ajan bu işin dışarıdan değil içeriden yapıldığını düşünmektedir. Muhtemelen tam seçim öncesinde yayınlanacak olan bölümde bu bağlantı kanıtlanacak ve olay üreten ABD’ye yakın Cumhuriyetçilerin üzerine kalacak şekilde bağlanacaktır. Bekleyip göreceğiz.
ABD sisteminin mesajları yeni değildir ve uzunca bir süredir verilmektedir. Bu filmlerden eski yazılarımızda bahsetmiştik.
Lafı hiç eğip bükmeden, bir uygarlık değil hayvani dürtülü bir savaş makinası olan ABD’nin olmayan ruhunu elinde tutma / ele geçirme mücadelesi İngilizler, Yahudiler ve Aryanlar arasında son hızla devam ediyor. Yahudilerle olan beraberliklerinden yavaş yavaş ayrışmaya başlayan İngilizlere de Amerikalılarla birlikte son dönemde filmlerde verilen mesajları hatırlayalım.
Ve arkasında şimdiden Çin ve Rusya’nın olduğu ilan edilen son saldırı ile Clinton’a bir puan daha.
“İnternetteki büyük bir siber saldırı Twitter, Spotify, Reddit, Soundcloud başta olmak üzere bir çok önemli siteyi etkiledi. Dev siber saldırıyı Çin ve Rusya’nın ABD’ye karşı yaptığı öğrenildi. Bu saldırıların sadece uyarı amaçlı gövde gösterisi olduğu belirtildi. DDos saldırısının ardından ABD’nin %78’inde internetin kesildi. Saldırı sonrası ABD’nin milyarlarca dolar zarara uğradığı öğrenildi.” (Star gazetesi)
Amerikan seçmeni ABD sistemi ve beyin yıkama organı Hollywood’un derinliklerinde kaybolmasın da ne yapsın?