Bize oyunlar kuran ABD’ye bir hatırlatma

TARİH: 10 ARALIK 2004
ABD’li general Türk korumasının silahından çıkan kurşunla vuruldu
ABD’nin Savunma İşbirliği Ofisi’nde görevli General Peter Sutton, yanlışlıkla ateş alan silahtan çıkan kurşunlarla yaralandı. Generalin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
Amerikalı bir general, Ankara Esenboğa Hava Limanı’nda Türk korumasının silahından çıkan kurşunlarla yaralandı. Kaza sonucu meydana gelen olayda general bacağından hafif şekilde yaralanırken Türk asker gözaltına alındı. Ankara’da görev yapan ABD’li Hava Tümgeneral Peter Sutton, dün akşam 17.00 sularında Dış Hatlar Terminali girişinde kendisini korumakla görevli Türk askerin silahından çıkan kaza kurşunuyla yaralandı. Koruma olarak görevli askerin elindeki silahın kaza sonucu ateş aldığı bildirilirken, seride bulunan silahtan çıkan birkaç kurşunun yere isabet ettiği, kurşunlardan birinin yerden sekerek General Sutton’u bacağından yaraladığı kaydedildi. Kaza kurşunuyla yaralanan generalin, resmi bir araçla Güven Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi. General Sutton, hastanede yapılan tedavisinin ardından evine gönderilirken, yaralama olayına karışan askerin ise gözaltına alındığı öğrenildi.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü Joseph Pennington, “Çok şükür generalin durumu iyi. Kazada bacağından hafif yaralandı. Kasıt olmadığını biliyoruz.” dedi. Amerika’nın Türkiye’deki Savunma İşbirliği Ofisi komutanı olan Hava Tümgeneral Peter Sutton’un, 22 Ağustos 2004 tarihinde Türkiye’ye gelerek göreve başladığı öğrenildi. Ankara, http://www.zaman.com.tr/gundem_abd-li-general-turk-korumasinin-silahindan-cikan-kursunla-vuruldu_120001.html
TARİH: 17 ARALIK 2004
Bağdat Büyükelçiliğinde görev yapacak Özel Harekat’tan 7 polis ve Dışişleri görevlilerini de taşıyan 4 araçlık konvoy, 17 Aralık 2004’te Habur’dan çıkış yaparak ABD askerlerinin kontrolündeki Musul’dan geçerken pusuya düşürülmüş 5 özel timci polis şehit edilmiş ve 2 Iraklı şoför öldürülmüştür.

—————————————————————————-
Musul’daki saldırı, Suriye ziyareti, yeni savaş planı
Musul’da, Türk timlerine yönelik saldırının Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın yarın başlayacak Şam ziyareti ile bir bağlantısı olabilir mi? Yoksa yeni bir ‘çuval olayı’ ile mi karşı karşıyayız? Saldırının hedefi, niteliği, saldırıya karşı Türkiye’den yükselen tepkinin ölçüsü ve cenaze törenindeki manzara Irak’ta her gün yaşananlardan farklı bir olayla karşı karşıya olduğumuza işaret ediyor. Direnişçiler, şu ana kadar saldırıyı üslendiklerine dair bir açıklama yapmadı. Böyle bir saldırıdan hiçbir çıkarları da yok. Yaptılarsa ya büyük bir hata yaptılar ya da yanlış hedef seçtiler. Ancak organizasyonun niteliği saldırının arkasında başka adreslerin olabileceği ihtimalini gösteriyor. Necef ve Kerbela’da yapılan saldırılar sonrası İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ABD ve İsrail’i suçlaması dikkat çekici. Irak için en büyük tehlike etnik ve mezhep savaşı. İşgal güçleri ilk günden beri bu hedefe yatırım yapıyor. Dikkatlerin Musul’daki saldırıdan sonra Kürt güçlere, Kerbela ve Necef’teki saldırılar sonrası ise Sünnilere çekilmesi bu tezi güçlendiriyor. Aynı senaryoyu Felluce’de de uygulayan ABD haftalardır Musul’a Kürt birlikleri naklediyor. Hatta Kerkük’te beklenen etnik çatışmanın Musul’da çıkabileceği, kentte bir Arap-Kürt çatışmasının çıkabileceği belirtiliyordu.Saldırının Erdoğan’ın Şam ziyaretinden hemen önce gerçekleşmesi nasıl yorumlanabilir? Hem Bağdat’taki kukla yönetim hem de Amerika, Irak’taki direnişçilerin Suriye tarafından desteklendiğini hatta Suriye topraklarından kumanda edildiğini öne sürüyor. Bu yönde son on günde çok sayıda suçlama yapıldı. Yine iki haftadır ABD yönetimindeki şahinler, Suriye’ye saldırı çağrıları yapıyor. ABD basınında bu yönde geniş bir kampanya başlattılar. Yeni ABD yönetiminin dış politikası, özellikle de Ortadoğu politikası tam bir muamma. Çünkü dikkat çekici bir sessizlik var. Ancak gerek Dışişleri Bakanlığı’nda, gerek Savunma Bakanlığı’nda ve gerekse Amerikan istihbaratında yürütülen tasfiyeler ve neo-con kadrolaşma, yakında bu sessizliğin bozulacağına, hem de herkesi şok edecek bir çıkışla bozulacağına dair önemli veriler içeriyor.Neo-conların öncülerinden Douglas Feith, Eliott Abrams ve William Kristol gibi isimler yeni savaş senaryoları için ABD kamuoyunu hazırlıyor. Feith, 12 Aralık’ta İsrail’de yayınlanan The Jarusalem Post gazetesine, İran’ın nükleer tesislerine yönelik askeri müdahalenin gündemde olduğunu söylerken ‘Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin mimarı Kristol, 20 Aralık tarihli makalesinde şu ifadeleri kullanıyor: ‘Suriye düşman bir rejimdir. Her türlü diyalog yolunu denedik. Ancak diyalog başarısız oldu. Şimdi, Esad rejimini cezalandırmak ve göndermek için harekete geçmemiz gerekiyor.’ Devam ediyor: ‘Suriye’nin askeri tesislerini bombalayabiliriz. Sınırı geçip Irak direnişinin planlandığı ve organize edildiği Suriye’nin doğusundaki Ebu Kemal bölgesini işgal edebiliriz. Suriye muhalefetine destek verebiliriz.’ Asia Times’ta yayınlanan Jim Lobe imzalı ‘Neo-cons on the road to Damascus’ başlıklı analize göre, kampanya İsrail’deki aşırı sağla bağlantılı ‘The Foundation for Defense of Democracies’ adlı kuruluş üzerinden yürütülüyor.(…) Başbakan Erdoğan’ın Suriye ziyareti ve Türkiye-Suriye yakınlaşması çok önemli. Çünkü ziyaret, Irak’ın üçe bölünmesinin her zamankinden daha güçlü ihtimal olduğu, yeni ABD yönetiminin Suriye ve İran’a karşı savaş planları yaptığı bir dönemde gerçekleşiyor. 3 Ekim 2005’te başlayacak müzakere Türkiye’nin bölgesel politikalarına nasıl yansıyacak? Türkiye’nin Rusya, İran ve Suriye ile ilişkilerini nasıl bir geleceğin beklediği, ‘ABD-İngiliz-İsrail Ortadoğusu’ ile farklılaşan AB ortak dış politikasının, özellikle de Ortadoğu politikasının Türkiye’yi nasıl etkileyeceği en önemli soru.Irak işgalinden bu yana Türkiye ile ABD’nin bölgeye bakışında derin bir ayrışma yaşanıyor. Bu, hem Türk-ABD ilişkilerinde hem de Türkiye-İsrail ilişkilerinde kendini hissettiriyor, daha da hissettirecek. Türkiye, AB ile müzakerelerin dışında üç çetin sınavla karşı karşıya. Hem Türkiye-AB ilişkilerini hem Türkiye-ABD ilişkilerini hem de Türkiye’nin bölge ile ilişkilerini derinden etkileyecek üç sorun şunlar: Irak’taki kaos, ABD’nin İran’a yönelik saldırı planları ve son günlerde iyice tırmanan Suriye’yi işgal planları… Yani Irak krizinin yol açtığı bölgesel sorunlardan çok daha kritik gelişmeler var önümüzde.Ibrahim Karagul /Yeni Safak
————————————————————————–
(…) I.Ordu Komutanı Sayın Hurşit Tolon”un, ‘Olayın dost ve müttefik bildiğimiz ülkenin kontrolü altında bulunan bir yerde cereyan etmesi fevkalade üzücü. O bölge, tam bizim deyişimizle ”Besle kargayı oysun gözünü” tanımı’ demesi katillerin bilindiğini bunun ‘Not edildiğini’ söylemesi de, çuval geçirme olayından itibaren TSK ile ABD arasında bazı birimlerce derinde cereyan eden bir çatışmanın bu saatten sonra biraz daha ‘su yüzüne çıkabileceğinin’ habercisi gibidir.Bence Sayın Tolon”un ‘Beslenen kargadan’ kastı öyle hiç de yahut sadece Barzani falan değil, bizzat ABD”nin tüzel kişiliği, hatta daha da özel olarak ABD”nin Türkiye içindeki, hatta Ankara”daki unsurlarıdır.Yani pusuyu kurdurtanlar ve Türkiye”ye ‘haddini bildirmek için’ böyle bir cinayetin işlenmesi plânını yapan ve emrini verenler Ankara”dadır.Önce tekrar bir not düşelim.TSK, bu cinayetlerden birinci derecede ABD”yi sorumlu tutmuş ve bunu not etmiş midir? Evet, sorumlu tutmuştur ve not etmiştir.Şimdi sizler bu gerçeği hep aklınızın bir köşesinde tutarak bundan sonra yazacaklarımıza daha bir anlam katabilirsiniz.Efendim, geçtiğimiz günlerde Esenboğa Havaalanı”nda Türkiye”de görevli Amerikan Hava Tümgenerali Peter Sutton, bir askerimizin tüfeğinden kazara çıkan beş mermiden birinin isabet etmesi üzerine topuğundan yaralanmamış mıydı? Yaralanmıştı…Peki, Tümgeneral Peter Sutton”un Türkiye”deki görevi neydi? Bunu genç araştırmacı yazarlarımızdan Serdar Kuru ‘ www.guvercinevi.com’ sitesinde yayımlanan bir yazısında bütün detayları ile ortaya bir güzel koydu.Bence bu yazıyı bu siteden açık okumanızda büyük yarar var.Sayın Kuru”nun yazdığı kadarıyla Türk askerinin kazara topuğundan yaraladığı Amerikalı Tümgeneral Peter Sutton ‘Tam adı Office of Defence Cooreration Turkey’ olan ODC”nin yani Amerikan Savunma İşbirliği Ofisi”nin Türkiye şubesinin başındaki isim.’Bu örgüt (ODC) direkt olarak Amerikan Savunma Bakanlığı”na bağlı olarak çalışıyor ve Amerika”nın dünya çapındaki 13 istihbarat teşkilatını tek bir çatı altında toplamakta.Bu sebeple örgütün ambleminde 13 adet yıldız bulunmakta.Bu kadar fazla istihbarat kurumunu bünyesinde toplayan bir kuruluşun ne kadar güçlü olduğunu da takdir edersiniz’ diyor Serdar Kuru ve ilave ediyor: ‘Amerika”nın askeri ilişkilerde bulunduğu tüm ülkelerde birer temsilciliği olan ODC”nin tüm bu temsilciliklerinde komuta bir albayda bulunmakta.(..) ODC”nin başında bir generalin bulunduğu tek ülke temsilciliği Türkiye”dedir ve o general de şimdi kazayla vurulmuş'(tur).İşte işin özü bu gibi geliyor bana.ODC, ABD”nin CIA dahil 13 istihbarat kurumunu bünyesinde topluyor, ilişkisi olan her ülkede başında bir albay var ama Türkiye”dekinin başında bir general bulunuyor.Bu, Türkiye ve bölgedeki çıkarlarına ne kadar önem verdiklerini gösteriyor.Böylesine istihbâri gücü olan bir kurumun başındaki general kazara topuğundan vuruluyor; ABD bunun kaza olduğuna inanır mı? Bir şey daha diyor Serdar Kuru: ‘Başka ülkeler bünyesinde 13 istihbarat örgütünü barındıran ODC”ye güvenmedikleri için OCD”ler ancak Amerikan elçilik binaları içinde çalışıyor ama bir Türkiye”de OCD binası, Ankara”da Özel Kuvvetler Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Merkez Orduevi ve Harpokulu gibi ülkemizin en stratejik kurumlarının ortasında yer alıyor’ Yani kelimenin tam anlamıyla ‘Besle kargayı’ fotoğrafı.Geçmeyen tezkerenin intikamını Süleymaniye”de Türk askerinin başına çuval geçirerek alanlar Ankara”da topuğundan kazara vurulan generalin intikamını da 5 Özel Harekât mensubumuzu şehit ederek almış olamazlar mı?
Hasan Demir /Yeniçag
————————————————————-
NTV-MSNBC_( 21 Aralık 2004)
(…)ABD YORUMLARDAN RAHATSIZABD’nin Ankara Büyükelçiliği yetkilileri ise, Türk kamuoyundaki Musul’daki saldırıdan Amerika’yı da sorumlu tutan yorumlardan rahatsızlığı dile getiyor. “Bizim de Irak’ta hergün askerlerimiz ölüyor” diyen Amerikalı diplomatlar, Felluce ve Ekümenik tartışmaları ile başlayan gerginlik ortamının tırmanmasından kaygılı.(…) AĞAR: HESABI SORULMALIDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Musul’da beş güvenlik görevlisinin şehit edilmesine sert tepki göstererek “Bu cinayet gözdağı amacıyla planlı bir şekilde yapılmıştır” dedi.
TARİH: 22 ARALIK 2004  (4 GÜN SONRA)
Irak’ın Musul şehrinde ki ABD askeri üssü direnişçilerin hedefi oldu ve düzenlenen saldırıda 24 ABD askeri ölürken 64 kişi yaralandı.

http://arsiv.ntv.com.tr/news/301872.asp