İnanılmaz bir hızla 2015 yılının son ayına girildi. Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi sonrası ortaya çıkan yeni durum sonrasında artık kimsa ajandasını gizli saklı gerçekleştirmeye çalışmıyor. Kartlar açıldı ve oyun sertleşti. Düşürülen savaş uçakları sonrası Rusya’da hala devlet aklı devreye girebilmiş değil. Türk Dışişleri ısrarla Rus devletine mantık telkin etse de göründüğü kadarıyla bu o kadar kolay olmayacak. Son iki günün haberlerini ilgi durumlarına göre birbirleriyle eşleştirerek analiz edelim.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde olası bir Rus doğalgaz ambargosuna karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar ve Başbakan Davutoğlu’nun Azerbaycan ziyaretleri sonrasında yeni gaz alım antlaşmalarının imzalanmış ve her iki ülke Türkiye’ye destek sözü vermişti. Öncesinde ise Kuzey Irak bölgesel yönetimi Rus gazına alternatif olacak gaz teklif etmişti.
Azerbaycan gaz haricinde Rusya’nın tırlarımıza uyguladığı ambargoyu kıracak ve Hazar’ın ortasından Ro-Ro gemileri ile taşınacak alternatif bir güzergah teklif etmişti.
Putin Türkiye’nin Kudretini Görecek! Rusya Değil Hazar Yolu
Türk TIR’ları bundan sonra Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere ulaşacak.03.Aralık.2015
Ve sonrasında yaşananlar…
Hazar Denizi’ndeki petrol platformunda yangın çıktı. Hazar Denizi’ndeki Güneşli petrol yatağı bünyesindeki 10. platformda yangın meydana geldi. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nden (SOCAR) yapılan açıklamada, yerel saatle 17.40’ta güçlü kasırga nedeniyle 10. platformda gaz hattının tahrip olduğu ve yangın çıktığı bildirildi.04. Aralık.2015 Cuma
2 Gün sonra… 6 Aralık 2015 Pazar
Tesadüf olamayacak olaylar dizisi ile Azerbaycan’ın Hazar denizindeki petrol platformları ardı ardına yakıldı.Aynı gün ise haber merkezlerine şu haber düşüyordu. Yani Rusya’ya rest çekildi…
Hatırlanacağı üzere Rusya’dan Avrupa’ya gaz taşıma hattı olarak planlanan ‘Türk akımı’ konusunda geçtiğimiz günlerde Rusya ve Türkiye’den çeşitli haberler gelmişti.
03 Aralık 2015 Perşembe
Bu konuda da Türkiye son noktayı Cumhurbaşkanı Erdoğan aracılığı ile koymuştu.
05 Aralık 2015 Cumartesi
Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yapmasından bir gün önce ilk Azeri petrol platformunun yandığını hatırlayalım. Açıklamanın ertesi günü ise 2. Azeri petrol platformu yandı.
Yine son günlerin favori konusu olan boğazların kapatılması konusu medyaya pompalanırken Rus gemisi boğazdan geçerken büyük bir provakasyona imza attılar.
Rusya boğazların kapatılması konusuna yine diplomatik yollar yerine Rus ayısı lakabına yakışacak bir hareketle cevap vermeye kalktı.
Rus donanmasının Karadeniz Filosu’na ait gemilerden ‘Ropucha-1’ sınıfı çıkarma gemisi 158 borda numaralı ‘Caesar Kunikov’un 4 Aralık’ta İstanbul Boğazı’ndan geçişi sırasında ilginç bir olay yaşandı. Rus gemisinin geçişini fotoğraflayan Boğaz Gözlemcisi Yörük Işık ve Alper Boler, bir Rus askerinin omzunda füze taşıdığını gördü. O anları kare kare görüntüleyen Yörük Işık, fotoğrafları sosyal medya hesabından da paylaştı. (İHA)
06 Aralık 2015 Pazar
GEMİLERİN BOĞAZ’DAN NASIL GEÇECEĞİ BELLİDİR, TEHDİT ALGILADIĞIMIZ DURUMLARDA…’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, boğazdan geçen Rus gemisinde elinde füzeyle görünen Rus askerine ilişkin açıklama yaptı.’Evet burada provokasyon var, tacizkar bir geçiştir’ diyen Bakan Çavuşoğlu, ‘İster Rus ister başka bir milliyetten olsun geçen gemilerin Boğaz’dan nasıl geçeceği bellidir. Bunların geçişine hiçbir tehdit söz konusu değildir. Ancak biz tehdit olarak algıladığımız durumlarda gerekli cevabı veririz. Rus savaş gemisi üzerinde Rus askerinin üzerinde füze ya da benzeri bir şeyi göstererek geçmesi provokasyondur. İnşallah münferit olur doğru bir yaklaşım değildir’ dedi.
06 Aralık 2015
Aynı gün ise NATO savaş gemileri İstanbul boğazına demirlemişti.
06 Aralık 2015
Aşağıdaki haberi yukarıda ki haberler eşliğinde okuduğunuzda ise resmin tamamı bütün çıplaklığıyla gözlerinizin önünde beliriverir.
Türkiye’nin terörden kurtulması halinde kaya gazı gibi alternatif enerji modelleriyle yurt dışından petrol ve doğal gaz ithaline gerek duymayabileceği belirtildi.
O HAT KURULAMADI
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Enerji Sistemleri Modelleme Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, yaşanan son olaylardan sonra ‘dört tarafı doğal gaz üreticileri ile dolu’ Türkiye’nin özellikle Avrupa için kilit ülke duruma geldiğine dikkat çekiyor. Katar’ın geçen yıl dünyadaki sıvılaştırılmış gazın üçte birini tek başına sattığına dikkat çeken Prof. Kumbaroğlu, 2009—2011 yılları arasındaKatar-Suriye-Türkiye-Avrupa doğal gaz boru hattı projelerinin hayata geçirilmek üzere iken, Suriye lideri Esad’ın buna karşı çıkması nedeniyle hayata geçirilemediğine, sonrasında Irak üzerinden yapılan planın ise DAEŞ nedeniyle yapılamadığına dikkat çekti.Türkiye’de bilinen mevcut kaya gazı rezervleri bile ülkeye yıllarca yetebilir. Saha araştırmaları devam eden rezervler de devreye girdiğinde, ülkenin petrol ve doğalgaz bağımlılığı bitebilir. Söylediği rakamların ‘temkinli’ ve en azı alınarak ifade edildiğini belirten Prof. Dr. Kumbaroğlu, şöyle konuştu:
YILLARCA YETECEK KAYNAK VAR
“Türkiye’de de özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde kayda değer miktarda kaya gazı rezervi bulunuyor. 83 bin139 kilometre karelik havza dahilinde 10 bin 463 kilometre karelik alanı kapsayan rezervuarlarda 2.9 trilyon metreküplük kaya gazı ve 87 milyar varil kaya petrolü bulunduğu hesaplanmış durumda. Teknik olarak değerlendirilebilir durumda olan rezerv potansiyeli ise 289 milyar metreküp gaz ve 4.5 milyar varil petrol olarak belirlenmiş. Güneydoğu Anadolu havzası Hatay’dan Hakkari’ye kadar uzanmakta olup Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ı da kapsamakta ve Dadaş formasyonu olarak adlandırılan rezervuar özellikle Diyarbakır çevresinde yoğunlaşmakta. Sadece bu 289 milyar metreküplük rezerv Türkiye’nin 7 yıllık tüketimine denk gelir. Bu potansiyeli, içeriği metan olan standart kaya gazı bileşiminden hareketle temkinli, muhafazakar rakam olarak telaffuz ediyorum. Saha çalışmalarından elde edilecek sonuçlar daha yüksek miktarlarda üretim yapılabileceğini ortaya koyması muhtemel.” Kaya gazı dışında Türkiye’de başka alternatif enerji yatakları da olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökhan Kumbaroğlu, “Etan ve butan gibi doğalgaz sıvıları içeren ‘ıslak gaz’ rezervi de aynı Güneydoğu Anadolu havzasında değerlendirilebilir durumda ve 195 milyar metreküp olarak hesaplanıyor” şeklinde konuştu.
KAYA GAZI REZERVLERİ
Türkiye’nin bilinen mevcut kaya gazı (şeyl gazı) rezervleri özellikle Güneydoğu Anadolu ve Trakya bölgelerinde bulunuyor.
TAŞTAN ÜRETİLİYOR
küçük gözeneklerinde bulunan ve özel yöntemlerle üretilen bir yanıcı gazdır.
TERÖR TUZAĞI Prof. Kumbaroğlu, “Aslında Katar doğal gaz boru hattı projesi, Türkiye ve Avrupa’ya uygun fiyattan doğal gaz sağlayacak bir projeydi. Türkiye ne zaman enerji alanında böyle bir vizyon yakalasa, terör ve bu tip şeyler oluyor. Türkiye çok hızlı gelişti. Bir anda jeopolitik önemi olan projelerle ortaya çıktı. Güneydoğu’da da alternatif kaya gazı yatakları bulundu. Türkiye bunu çıkarmak istedi. Dikkat edin, terörün olduğu yerler hep bu gaz yataklarının olduğu yerler. Aslında Rusya ile yapılan Türk akımı ve Nükleer santral anlaşması da Türkiye için önemliydi ama maalesef bu uçak kazası yaşandı. Türkiye, dört bir yanı doğal gaz bulunan ülkelerle çevrili” diye konuştu.
www.haber7.com
Ve Rus propaganda makinasında 2 gün önce çıkan haber adeta bütün olayı doğruluyor;
BOTAŞ’ta üst düzey görevlerde bulunan ancak isimin açıklanmasını istemeyen bir uzman, Sputnik Türkiye’ye yaptığı açıklamada Katar ve Türkmen gazının Rusya’dan alınan doğalgaz yerine ikame edilemeyeceğini söyledi.
‘KATAR’LA ANLAŞMA YAPILMADI’
Katar’la henüz bir anlaşma yapılmadığını, sadece niyet mektubu imzalandığını belirten uzman “Fakat Türkiye’nin zaten BOTAŞ’ın Katar’dan beş yıllık bir sözleşme ile spot bazda enerji alım anlaşması vardı. Bu spottan biraz daha farklıydı, bağlayıcı bazı hususları vardı. BOTAŞ, hâlihazırda Katar’dan yılda 12 kargo gaz alıyor. Yani bu yeni bir şey değil. İmzalanan niyet mektubuyla da, daha yüksek miktarda ve Türkiye’de de bir enerji terminali kurma üzerine tarafların çalışacağı söyleniyor. Öyle çok bağlayıcı bir doğalgaz alım satım sözleşmesi değil” dedi.
‘TÜRKİYE AYNI MİKTARI BULSA DA İMKANSIZ’
Türkiye’nin Rusya’dan alınan doğalgazı başka bir kaynaktan ikame edemeyeceğini belirten uzman, “Sistemin hidroliği gereği, miktar olarak aynı miktarı Türkiye bulmuş olsa da, Türkiye’ye getirmiş olsa da bunu ikame etmesi söz konusu değil. Aynı giriş noktasından olması lazım. Aksi taktirde fiziki olarak, sistem hidroliği açısından imkansız. Dolayısıyla böyle bir şans yok. Rusya’dan şu an sözleşme miktarlarına göre 16 milyar metreküp doğalgazı Mavi Akım’dan alıyoruz, 14 de öbür taraftan, toplam 30 milyar metreküp gaz. Diyelim 30 milyar metreküp gazı buldu, fiziki olarak da Türkiye’ye ulaştırdı, yine de ikamesi teknik olarak mümkün değil” ifadelerini kullandı.Azerbaycan ile hem Şah Deniz — 1 hem Şah Deniz —2 gazı için bağlayıcı sözleşmeler bulunduğunu belirten uzman, “Sanıyorum yapılan görüşmelerde Şah Deniz —2’nin terminini biraz daha öne çekmek amaçlı bir takım görüşmeler yapıldı” diye konuştu.
Yani bu haberle Rusya şunu anlatıyor. Biz değil Rusya bizim gazlarını almamıza mahkum. Türkiye Rus gazını almasına alacak ama önce Rusya’nın düşürülen uçağı sonrasında içine düştüğü gaz sıkışmasından acil olarak kurtulup rahatlaması gerekiyor. Aksi takdirde tıpkı bu bölgede sıkıştığı gibi Hazar’da da sıkışması kaçınılmaz olacaktır.
Rusya’da yayımlanan Nezavisimaya Gazetesi’nin yazarı Aleksandır Knyazov konu ile ilgili bir makale kaleme aldı. Ancak yayınlandığının ertesi günü makalenin gazetenin internet sayfasından kaldırıldığı ortaya çıktı. Makalede özetle şöyle deniliyor: “Azerbaycan Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin tanınmış uzmanlarından Rövşen İbrahimov’a göreeğer Hazar bölgesinin beş devleti sınırlar konusunda anlaşırlarsa, her ülke kendi sınır hattında Batı askeri kuvvetlerini getirme hakkına sahip olacaktır.Hazar bölgesinin askeri-politik alanın karşılaştırmalı analizi bazı devletlerin açıkça olmasa da bölgede istikrarı ve güvenliğinin sağlanmasında yabancı askeri güçlere umut bağladıkları göstermektedir. Örneğin, Kazakistan bu konuda temkinli davranıyor ve ‘multi-vektör’, yani bölgenin çok taraflı güçler tarafından kontrol edilmesini istiyor. İran ve Rusya ise kendi güçlerine güveniyor gibi görünüyor. Türkmenistan’ın konumu ise net değil. Bu devlet Çin ile iletişim ve doğal kaynakları kullanma konusunda stratejik anlaşmalar yaptı. Hazar bölgesinin en özel oyuncusu hiç şüphesiz Azerbaycan’dır. Mevcut küresel gerilimler ortamında Azerbaycan ister istemez NATO tarafına bakmak mecburiyetindedir. Bu da Hazar bölgesinde söz sahibi olan beş devletin kendi aralarında karşılıklı güven sağlamalarının kolay olmayacağının göstergesidir.”
Son olayların ışığında Türkiye Azerbaycan’ın petrol platformalrında yaşananlara benzer hadiselerin Türkiye’ye desteğini açıklayan K.Irak bölgesinde de yaşanmaması için hızlı bir operasyonla Musul’a asker gönderdi.
Türkiye, ordusu ve istihbarat birimiyle Irak Bölgesel Yönetimi lideri Barzani’ye bağlı Peşmerge güçlerine terör karşıtı eğitim veriyor. Star’ın haberin göre, Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, Suriye, ABD ve AB ülkelerinin Suriye Doğu Akdeniz’e savaş gemisi ve uçak yığına yaparken Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine yönelik mesaj vermesi dünyadaki bloklaşma, kutuplaşmanın göstergesi.Prof. İnat, Türkiye’nin hem iç muhalefete hem de dünyaya beş mesaj verdiğine dikkat çekti:
‘TSK ve MİT’in oradaki varlığı, Ortadoğu’daki bloklaşmanın bir başka göstergesi. O da nedir? Türkiye, Rusya, İran, PKK ve PYD tehdidi altındaki Irak Bölgesel Yönetimi lideri Barzani’ye desteğini gösterdi. İkincisi, Türkiye başta İran ve Rusya gibi aktörlere, Kuzey Irak’taki dengeleri değiştirecek girişimlere izin vermeyeceğini söyledi. Üçüncüsü, dünyada oluşturulmaya çalışılan ‘Türkiye, Kürtlere karşı algısı’nın tersine, Türkiye’nin legal Kürt yönetimleriyle işbirliği içinde olduğu ve sorununun terör yolunu seçen PKK ve onun Suriye kolu PYD ile olduğunu gösterdi. Dördüncüsü, Türkiye başta Avrupa’ya ‘Kürtlerle işbirliği olacaksa, bunun adresi terör örgütleri PKK-PYD değil yasal yönetim olan Barzani hükümeti olması gerektiğini işaret etti’
Beşinci mesaj, Türkiye’deki muhalefete. Paris saldırıları sonrasında Fransa ve NATO ülkeleri Doğu Akdeniz’e askeri yığınak yaptı çünkü görüldü ki Suriye ve Ortadoğu’da önlem alınmazsa, Paris’te Avrupalılar güven içinde yaşayamayacak. Aynı şekilde Türkiye’de de ‘Bizim ne işimiz var Suriye, Irak’ta’ denilemeyeceğini, Ankara veya İstanbul’un güvenliği için Türkiye’nin koalisyon ülkeleriyle birlikte bölgede aktif rol oynaması gerektiğini belirten Prof. Dr. İnat ‘Rusya ve Batı’nın yaptığı da bu. Türkiye için önemli olan, Cerablus veya diğer Suriye ve Irak şehirlerinde DAEŞ temizlenirken yerine başka terör örgütlerinin gelmemesi’ diye konuştu.http://www.yenisafak.com/
Kısaca Türkiye Kuzey Irak’ta bir Rus oldu bittisine karşı önlemini almış oldu. Bu bağlamda Katar ve bize desteğini açıklayan Türkmenistan’ın da önümüzdeki günlerde yakından takip edilmesi gerektiği kanısındayız.
Bu konuda benzer analizlerimiz için;