Büyük devletlerle ilişkiye girmek, ayıyla yatağa girmeye benzer demişti bir devletlimiz. Sitemizde defalarca İran’ın savaşma becerisi olmayan bir ordusu olduğunu, kazanımlarını tıpkı İsrail istihbarat servisinin sloganı olan ‘aldatarak savaşacaksın’ metoduyla elde etmeye alışık bir devlet olduğunu, ABD’ye Irak’ın kimyasal silahları olduğu yanlış istihbaratını vererek Saddam’ı devirten ve Irak’ın Şii devleti haline gelmesini sağlayan Çelebi gibi adamların daha sonra ABD tarafından İran istihbaratına çalıştığının dillendirildiğini belirtmiştik. Yine son zamanda İran’ın uğradığı askeri ve siyasi kayıplar sonrasında Rusya’nın gözünden düşme korkusunu gösteren haberleriKimyanın niye bozulduğu bu haberde gizli…başlığı ile 30 Kasım tarihindeanaliz etmiştik.
Yayınlanmış analizimizin bir kısmı:
Yine son dönem İsrail ve Rusya arasında beliren aşkın işaretlerini konu alanCNN haritasında gözükmeyen İsrail’in ihlalci Rus uçağına medeni (!) tepkisi…başlıklı ve 1 Aralık tarihli bir analiz yapmıştık.
Yayınlanmış analizimizin bir kısmı:
Ve bugün Al Jazeera’da yayınlanan yukarıdaki analizlerimizin sağlaması gibi bir haber. İlginize sunuyoruz…
Tahran için Suriye rejiminin devamı hayati önemde. Suriye rejimi ile müttefik olmak Tahran’a Akdeniz’e kadar uzanan stratejik derinlik sağlıyor. Lübnan’a kadar uzanan Şii Hilal’inin kesintisizliği, Suriye’de rejimin kalıcılığına bağlı. Ayrıca Suriye’deki etkinliği İran’a rekabet halinde olduğu Arap ülkeleri karşısında avantaj sağlıyor.Akdeniz’de kalıcı olmak isteyen, dünyanın tek kutuplu olmadığını, kendisinin de küresel bir güç olduğunu ispatlamak isteyen ve Batı ile olan ilişkilerinde yeni tavizler koparma peşindeki Moskova için de Suriye rejiminin ayakta kalması önemli.
Hem Moskova’nın, hem Tahran’ın Şam yönetimi ile tarihsel bağları da oldukça kuvvetli.
Dolayısıyla 2011 yılında iç savaş başlayıp da Suriye rejimi, muhalifler karşısında zor duruma düşünce İran, Lübnan Hizbullah’ını ve sonra da İran Devrim Muhafızlarını Suriye sahasına sürme konusunda tereddüt yaşamadı. Rejim zorlandıkça da İran destekli Afganistan’dan, Fildişi Sahillerine kadar bir çok Şii örgüt Suriye İç Savaşı’na müdahil oldu.Bütün bu güçler, rejimin gerilemesini 2015 yılına kadar kısmen durdurmayı sağlasa da, kritik önemdeki yerler kaybedilmeye başlayınca, zaten Suriye’ye müdahale konusunda hevesli olan Rusya devreye girdi.
Rusya ve İran tarihsel olarak birbirlerinin topraklarına göz dikecek kadar rakip olsalar da ve birbirlerine ideolojik olarak güvenmeseler de Suriye nedeniyle yakınlaşmış oldular.Gelinen noktada Suriye rejimine hava desteğini Rusya verirken, İran yanlısı Şii örgütler de kara gücü olarak rejimi yaşatmaya çalışıyor.Ancak bu Tahran ve Moskova’nın Suriye sahasında nasıl davranılması gerektiği konusunda hem fikir oldukları anlamına gelmiyor.
Rusya’nın Suriye’deki savaşa bakışı İran ile örtüşmüyor
Rusya Suriye’deki askeri mücadeleyi hem milislerin elinden çıkartarak daha düzenli hale getirmeyi istiyor, hem de Suriye Ordusu’nun asıl aktör olmasını istiyor.Suriye Ordusu’nun önemli bir kısmı Rusya tarafından eğitilmiş, Arap milliyetçiliği ideolojisini benimsemiş ve İran’ın komutası altında olmaktan da memnun olmayan bir güç.
Rusya, Suriye rejiminden şebihaları da kontrol altına almasını istedi. Suriye ayaklanmasının başında göstericileri öldüren bu milis güçler, zamanla gruplar halinde bazı bölgelerde egemen olup, buraları keyfi bir biçimde yönetmeye başladı. Rusya, bu güçlerin de Suriye Ordusu emrine verilmesini istiyor.
Ayrıca, Suriye rejiminin kalıcılığı kadar, kendisinin askeri anlamda Suriye’ye yerleşmesini önemseyen Rusya, Suriye muhaliflerine yakın sitelerde yer alan bilgilere göre daha önce İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah tarafından kullanılan Humus yakınlarındaki el Şayrat üssünden bu güçleri çıkartarak kendi güçlerini yerleştirdi.Askeri müdahaleyi düzenli hale getirmek isteyen Rusya, Lübnan Hizbullah’ı güçlerinin de Suriye’den çekilmesinden yana.
Rusya İsrail’i de memnun etmek istiyor
Rusya bunu yalnızca askeri mücadeleye bir düzen getirmek için değil, ikili ilişkilerinin çok iyi olduğu İsrail’i memnun etmek için de yapıyor. Suriye üzerinden küresel güç olduğunu kanıtlama peşindeki Moskova, yalnızca Tahran’ın müttefikliğini değil, başka ülkelerin desteklerini de kazanma peşinde.
Wall Street Journal’da 19 Kasım’da çıkan bir habere göre,Rusya, Suriye’ye askeri müdahale başlatır başlatmaz Moskova’ya giden İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den, Hizbullah’ın Suriye’deki faaliyetlerini kısıtlama sözü aldı.İki lider Suriye hava sahasında uçuş yapan ülkelerinin askeri anlamda karşı karşıya kalmaması ve birbirlerini yanlışlıkla hedef almaması için bir anlaşma da yaptı.
Netanyahu, Kasım ayında Washington’u ziyaret ederken Rusya’nın, İsrail’in Suriye’deki çıkarları konusunda büyük oranda hem fikir olduklarını söylemişti.