Rusya son bir ayda üst üste çok fazla nükleer söylem kullanmaya başladı.1 Aralık’ta Russia Today Rusya’nın nükleer savaş ve afet durumlarında yeni hava komuta merkezi olacak olan uçağını göstererek böyle bir kapasitenin sadece ABD ve Rusya’da olduğu vurgusunu yaptı.
Ardından Rusya Devlet Başkanı Putin nükleer silah kullanma konusunu mevzu etti.
Hızını alamayıp nükleer denizaltıdan fırlatılan bir balistik füze denemesi de yaptı.
Geçtiğimiz ay ise ‘yanlışlıkla’ nükleer torpidolarını Rus televizyonlarında göstermişti.
Aynı günlerde bu seferde Kuzey Kore’nin delisi piyasaya çıkarak benzer söylemlerde bulundu.
Bir gün sonra Pakistan’ın nükleer füze taşıyabilen füze denemesi yapıldı.
Aynı günlerde İsrail önce anti balistik füze denemesini yaparken bundan iki gün sonra ise nükleer denizaltı alacağını açıklıyordu.
Konuyu dağıtmayalım ama burada bir parantez açarak geçen sene Alman basınında çıkan bir haberi hatırlatalım. İsrail’e nükleer füze taşıma kapasitesi olan denizaltı satan Almanya, basını aracılığıya Türkiye’yi nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlamıştı.
İki ay önce Ekim ayında ise bu kez İran, yer altı füze üssünü basına gösteriyordu.
ABD ise geçtiğimiz hafta İran’ın füze denemesi yapıp yapmadığını tartışıyordu.
Peki bütün bunlar, füze denemeleri,yeni silah sistemleri, nükleer söylemler neden ardı ardına gözümüzün içine sokarcasına yapılıyor? Cevabı Hristiyan dünyasının ruhani lideri Papa’dan alalım. 3. Dünya savaşı kapıda ve parça parça hergün yaşanıyor.
Kendine güvensiz ülkelerse ısrarla silahlarını göstererek ‘bize dokunan yanar’ mesajı vermeye çalışıyorlar. Bir çeşit karanlık korkusunu ıslık çalarak yenme psikolojisi. Fayda sağlar mı bilinmez. Zaman gösterecek…