Guardian gazetesine konuşan Barzani, ‘Ben artık Sykes-Picot döneminin sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Bunu kabul edip etmemek bir şey değiştirmez, gerçek olan budur. Diplomatlar muhafazakar davranıyor ve onlar sadece son aşamalar kendi değerlendirmelerini veriyorlar. Ve bazen onlar gelişmeleri takip etmiyorlar bile’ ifadelerini kullandı.Barzani ayrıca bölgesel ve küresel güçlerin Irak ve Suriye’deki toplulukları koruyacak yeni bir anlaşma kararı alınmasının gerektiğini söyledi. (…)Türkiye’ye de değinen Barzani şöyle konuştu: ‘Bunu kabul edip etmeyeceklerini Türkiye ile konuşmadık. Karşı çıkacaklarını sanmıyorum. Bu bizim ulusal hakkımız. Kimseye tehdit oluşturmuyoruz ve haklarımızı kullanmak için izin istemiyoruz.’Bölgede bu konudaki tutumların değiştiğini söyleyen Barzani, ‘Size bir örnek vereyim. Türkiye’de Kürdistan ve Kürt ifadelerini kullanmak yasaktı, ama bir ay önce Türkiye’ye gittiğimde, Kürdistan bayrağı cumhurbaşkanlığı sarayında dalgalanıyordu’ dedi.
Bu arada İran’ın kukla yönetimi Irak Dışişleri bakanı Caferi ise iki tanesi Sykes-Picot anlaşmasının tarafı olan üç ülkeyi tekrar Irak’a geri çağırıyor.
Bu leş kargaları İngiltere ve Fransa zaten ecel tecel Paris saldırısı sonrası bölgeye gelmişler, ardından onlara Almanya’da eşlik etmişti. Amaç 100. yıl pastasını buralarda hep beraber kesmek.
3. taraf zaten orada ama yine de rahat değil. Minderinin altında Türkiye çivisi var her hareketinde birazcık daha batıyor. Onun için hemen uçağına atlayıp geldi. Ayar verecekti ama ayar verilip gönderiliyor.
Kare As’ı tamamlayacak Rusya’nın da Suriye’de olaya katılması ile katiller takımının buluşması tamamlandı. Yüzyıl sonra hasret giderecekler. Sykes – Picot Rusya’nın onayı ile İngiltere ve Fransa arasında 1916 yılında imzalanmıştı. Yıl 2016. Aradan 100 yıl geçti anlaşma tazelemenin vakti geldi. Bütün sorun bu…
Irak bitti, Suriye bitti.İran diz çöktürülüp satın alındı. (zaten karşı cephede de değildi ya neyse) İmparatorluk emelleri okşanarak ona yeni Safevi devleti sözü verildi. Tıpkı Şerif Hüseyin’e Arap yarımadası sözü verilip Osmanlı’ya karşı ayaklandırılması sonra da yarımadanın Şerif Hüseyin yerine İbn Suud ailesine verilerek Suudi Arabistan’ın kurulması gibi. Bölgede onlara sorun çıkaran tek baş belası ülke Türkiye. Onun için elde avuçta ne kadar hain varsa seferber ettiler, saldırtıyorlar. Hainlerin bu kadar aktif olduğu bir dönem daha olmamıştı.
Sahi anlaşmalardan konu açılmışken. 20 Temmuz 2016 tarihinde Montrö Boğazlar sözleşmesinin yeniden gözden geçirilme vakti geldiğinde Türkiye bu anlaşmayı fesih denemesi yapar mı?