Önce 25 Ocak sonra 29 Ocak derken şimdi de 2 Şubat. Suriye görüşmeleri bir türlü başlayamadı… Niye? PYD’yi masaya oturtmak isteyen Batı Türkiye’nin tepkisi ile karşılaştı ardından da Suriye muhalefeti Cenevre barış görüşmelerine katılmama resti çekerek Suudi Arabistan’da toplandı.
Son gelen haberler 2 Şubat itibariyle muhalefetinde katılımıyla görüşmelerin başlayacağı şeklinde. Neyse çokta önemli değil onun için ana konumuza dönelim.
Batının Haçlı seferi İslam coğrafyasında artık iyiden iyiye yayılırken İslam dünyası bir süredir alttan alta bir hazırlık içinde ve Batı dünyası da bunun farkında.
Bu korkusunu hergün altına imza attığı asparagas haberlerle okuyucularına servis ediyor.
Peki neden korkuyorlar? İşte bunlardan korkuyorlar…
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bazı sözleşmelerinden hareketle 34 İslam ülkesi çok önemli bir koalisyon oluşturdu. Yapılan bir ortak açıklama ile bu durum tüm dünyaya ilan edildi. Koalisyonda yer alan ülkeler şunlar:
Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Türkiye, Çad, Togo, Tunus, Cibuti, Senegal, Sudan, Sierra Leone, Somali, Gabon, Gine, Filistin, Komorlar Federal İslam Cumhuriyeti, Katar, Fildişi Sahili, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler Cumhuriyeti, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Nijer, Nijerya ve Yemen.
Ayrıca, Endonezya’nın da aralarında bulunduğu 10 ülke daha bu koalisyona dahil olacak. İttifakın tarafı olan ülke sayısı 40’ın üzerine çıkacak.İttifaka katılan ülkeler, yaptıkları ortak açıklamada koalisyonun, şekli, mezhebi ve ismi ne olursa olsun yeryüzünde fitne ve fesat çıkaran, insanları korkutan ve öldüren silahlı terör örgütlerine karşı mücadele edeceklerini duyurdular.
Ortak açıklamada, terörle mücadelede gerekli program ve mekanizmaların geliştirilmesi, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazası için terörle mücadele konusunda ilgili ülkelerle koordinasyon için uygun düzenlemelerin yapılması konusuna vurgu yapıldı.Bu açıklama; ortak ordu kurulduğu anlamına geliyor. Kurulan bu ordu, ‘İslam Ülkeleri Ortak Ordusu’dur.Buna ‘İslam Ülkeleri Ortak İstihbarat Kurumu’ da dahildir.
Bir de Emre Taner’i ve Hakan Fidan’ı tutuklamaya kalkmışlardı 2012 yılının Şubat ayında. Neden?Emre Taner,İslam Ülkeleri Ortak İstihbarat Merkezi’ni kurdudiye. MİT, MOSSAD ve CIA’yi bölgede boşa çıkarttığı için. Bu ülkede kim yüzünü Ortadoğu’ya çevirdi ise çelme takarak devirmeye kalktılar. Emekli Orgeneral Necdet Özel de nasibini aldı. “Suudi Arabistan’a ilk ziyaret eden Genelkurmay Başkanı” diye sigaya çekmeye kalkıştılar.
İşte bu nedenlerle korkuyla buraya doluştular, hep birlikte üstümüze geliyorlar. Güneydoğu’da paralı askerlerini, ajanlarını bizimle sokak sokak savaşmaya gönderdiler. MGK Cenevre görüşmeleri öncesinde toplandı.
İslam ordusu komuta merkezi sayılabilecek bir yere Suriye görüşmelerinin başlamak üzere olduğu sırada Türk genelkurmay başkanı ziyaret yapıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Suudi Arabistan Genelkurmay Başkanının resmi davetlisi olarak 30 Ocak-1 Şubat 2016 tarihleri arasında Suudi Arabistan’a ziyarette bulunuyor. Başbakan Davutoğlu da önceki akşam 3 günlük program için Suudi Arabistan’a gitmişti.
Aynı sırada Türkiye Cumhuriyeti başbakanı da Suudi Arabistan’da. Suriye muhalefetinin ise bir süredir yine Suudi Arabistan’da toplantılar yaptığını hatırlatmamıza gerek yok herhalde. Cenevre’ye alternatif bir konferans Riyad’da düzenleniyor. Başbakan Davutoğlu aynı sıralarda umre yapmakla kalmayıp kendisi için Kabe’nin kapıları da açılıyor.
Şimdi konuya kısa bir ara verip 8 Kasım 2015 tarihli eski bir analizimizden kısacık bir alıntı yapalım:
Taksim’de savaşınızı deklare ettiniz. Mekanın tarihsel önemini biliyoruz, mesajı aldık ve kabul ettik. Bir iki çapulcu ve birkaç paralel robotla bu ülkeyi Irak gibi ele geçirebileceğinizi sandınız. Ama yanıldınız, erken davrandınız. Bu yanılgı size çok pahalıya mal olacak. Çünkü kartlarınızı açtığınızda elinizi gördük.Ama siz bizim kartlarımızı bilmiyorsunuz. Kozmik odada aradınız ama bulamadınız değil mi? Aradığınız şey bu milletin genetiğine kodlanmış durumda. Vakti gelince çıkacak ve o gün geldiğinde bizi buna zorladığınız için kendinize lanet edeceksin.Ve o gün geldiğinde ne o medya “centre” larınız ne de yüksek tepelerde konumlanmış holding binalarınız sizi sokağın yakıcı öfkesinden koruyabilecek. O kartlar açıldığında sizi ve sahiplerinizi sadece bu ülkede değil koskoca bir İslam coğrafyasında çok hazin bir sonun beklediğini göreceksiniz. O gün savaşların uçaklarla, füzelerle, varil bombalarıyla değil ateşlenmiş insan ruhuyla kazanıldığını anlayacaksınız ama size bir faydası olmayacak.
Üstü kapalı olarak belirttiğimiz kartlar yavaş yavaş ortaya mı çıkıyor acaba? Batının paralel adamlarına kozmik odalarımızda arattığı ‘Türk devletinin ve ordusunun kıyamet planı’ Batıya gösteriliyor mu? Hilafetin ılgası ile TBMM’ye verilen halifelik görevini uhdesinde barındıran Türkiye Cumhuriyeti başbakanı Kabe’nin kapısında. Haçlı orduları sınırlarımızda, Batının paramiliter güçleri sınırlarımızın içinde ve hemen dışında bizimle savaşa tutuştu. Bu ortamda Başbakan Davutoğlu geçenlerde katıldığı bir televizyon programında Kandil’e yaptığımızı operasyonları gerekirse Suriye’ye de yaparız, Türkiye’ye dönük eylem gerçekleşirse müdahalede bulunuruz’ demişti.
O zaman soralım. Türkiye Başbakanı İslam ordusunun merkezi ve İslam dünyasının kalbi Kabe’de yanında Türk Genelkurmay Başkanı ile Batı dünyasına karşı cihat ilan ederse ne yapacaksınız? Bunun İslam dünyasında yaratacağı tepkiyi kavrayabiliyor musunuz?
Suriye’de canının istediğini yapabileceğini sananlar, Başbakan Kabe’de iken yine hava ihlali yapanlar, şehirlerimizde terör karargahları kuranlar; İslam coğrafyasını yakmak isterken o ateşin sizi de çok kötü yakabileceğini göremiyorsanız, mesajları algılamaktan aciz iseniz, başınıza geleceği hak etmişsiniz demektir. 1916 yılında değil 2016 yılındayız.
Bizden uyarması…