Belçika Brüksel’de yaşanan terör saldırısının ardından ülkede bulunan tüm Avrupa Birliği kurumları tatil edildi. Bilindiği üzereBrüksel Avrupa’nın başkenti olarak anılıyor.
Uzun uzadıya anlatmayalım Brüksel’de ne var. AB’nin başkenti saldırı altında ve birkaç gündür Brüksel, kurulan PKK çadırı vesilesiyle gündemde ve ülkemizin en yetkili ağızlarınca kurulan bu çadır eleştirilmekte.
Belçika’nın öteden beri terör örgütleri arasında ayrım yaptığı, teröristlerin iadesinde çifte standart uyguladığı bilinen bir durum. Özdemir Sabancı suikastı faillerinden Fehriye Erdal’ı Türkiye’ye iade etmeyen Belçika, son olarak AB binasının hemen arkasında kurulan PKK çadırına müdahale etmediği gibi, deyim yerindeyse koruma vermişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Brüksel gezisinin hemen öncesinde kurulan terör örgütü PKK çadırı, Türkiye’nin tepkisi üzerine boşaltılmıştı.Ancak skandal çadır, teröre karşı yürüyenler tarafından yakılmış, Belçika çadırın tekrar kurulmasına izin vermişti. Bununla yetinmemiş koruma altına almıştı.
ERDOĞAN SERT TEPKİ GÖSTERMİŞTİKırmızı bültenle aranan örgütün Avrupa sorumlusu Remzi Kartal’ın toplantı yaptığı çadıra tepki gösteren protestocuları polis kovalamış, Belçika Dışişleri Bakanı, AB’nin terör listesindeki PKK’nın çadırına dokunulmamasını ‘Bürokrasi ağır’ diye açıkladı. Bu durum başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ankara’dan çok sert tepki verilmişti. Erdoğan, “Kimi aldatıyorsunuz. Dürüst olun, samimi olun. Karşınızda aldanacak bir Türkiye yok, bir Türk milleti yok. Bunu biliniz.Bunun adı teröre teslim olmaktır. Bunlar teröre teslim oldular”demişti. Davutoğlu da, tepkisini zirve sonunda düzenlediği basın toplantısında güçlü şekilde dile getirmişti.
Şimdi bunda ne var diyebilirsiniz. SHAPE aynı zamanda bütün ABD’nin (ve tabii İngiltere’nin) kurduğu Avrupa Gladyo’sunun yönetim merkezidir. Bu merkezin bütün Avrupa’da öyle bir gücü vardır ki Belçika hükümetine rağmen o PKK çadırını Türkiye Cumhuriyeti başbakanının Brüksel’e geldiği günlerde o meydana kurabilir ve kollayarak T.C devletinin sert tepkisi hesap ederek bir manada damarına basabilir. Sonra o çadırı yaktırıp (tıpkı gezi eylemlerinde çadırların yakılması gibi) sonra yeniden kurdurtabilir. Hemen arkasından Brüksel’e saldırılar yaptırtarak bir süredir IŞID ile yanyana zikretmeye çalıştıkları Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının ‘bu terör döner sizi de yakar’ cümlelerini Avrupa kamuoyuna hatırlatabilir. Brüksel saldırısının iki gün öncesinden de Türkiye’de yerleşik kendi kontrolündeki medyasına aşağıdaki bu başlıkları attırarak IŞID = Tayyip Erdoğan mesajını bilinçaltlarına yerleştirebilir. (Malum ustalık dönemi Tayyip Erdoğan’ın seçim sloganı idi)
Emin olun ABD Gladyo’su hala bunları yapabilecek güçte Avrupa’da ve Türkiye’de faaliyet göstermektedir. Almanya başbakanı Merkel’in telefonlarının bile dinlendiği skandalı hatırlatalım. Şu anda Alman gizli servisi BND ve diğer Avrupa istihbarat servisleri içinde de bu ve benzeri skandallar yüzünden yargılanan ABD sempatizanı/ajanı birçok istihbarat görevlisi bulunmaktadır. Burada bir yanlış anlamaya da mahal vermeyelim. Avrupa’nın kendi kirli politikaları yok demek değildir bu. Sadece analizi yaparken farklı açılar da atlanmamalıdır.
Kısaca, istiklal savaşı sanılanın aksine sadece Türkiye’de verilmemektedir. İngiltere’nin Haziran ayında yapacağı AB’de kalma yada ayrılma referandumu bir nevi tarafını belli etme bağlamında da değerlendirilebilir. (Her ne kadar İngiltere politik manada birçok güç merkezi ile aynı anda iş tutabilecek kapasite ve esneklikte olsa da)