Önce son dönemde Pakistan’la ilgili çıkan haberleri hatırlayalım:
Şimdi biraz geçmişe dönelim;
Pakistan’ın 1998 yılında nükleer silah programını başlatan Prof. Dr. Abdulkadir Han, Pakistan ile Türkiye arasında nükleer silah yapımına ilişkin herhangi bir işbirliğinin bulunmadığını belirterek, iddiaları ‘saçma’ olarak nitelendirdi.Başkent İslamabad’da yüksek güvenlik önlemleri altında yaşayan ve basın mensupları ile görüşmeyen Han nükleer silahlanma iddialarla ilgili açıklama yaptı. Pakistan’ın 1998 yılında nükleer silah sahibi olmasını sağlayan bilim adamı olarak bilinen Prof. Dr. Han, Türkiye’nin Pakistan ‘dan yardım alarak gizli bir nükleer silah programı yürüttüğü iddialarını kesin bir dille reddetti. Bu alanda iki ülke arasında herhangi bir işbirliği bulunmadığını ifade eden Han, iddiaları ‘saçma’ olarak niteledi. Eski Pakistan Savunma Bakanlığı Müsteşarı Emekli Korgeneral Asif Yasin Malik ise Türkiye ile Pakistan arasında savunma alanındaki işbirliğinin son derece iyi olduğunu ancak hiçbir şekilde nükleer silah yapımına ilişkin bir yardımlaşmanın olmadığını söyledi. Geçen iki yıl boyunca Pakistan ve Türkiye arasında savunma alanındaki işbirliğini geliştirmeye yönelik resmi toplantılara katıldığını ve Pakistan heyetlerinin başkanlığını yaptığını dile getiren Malik, ‘Bu haber doğru değil. Pakistan nükleer teknolojinin yayılmasına karşıdır. Biz yapmak zorunda kaldığımız için nükleer silah sahibi olduk’ dedi.
‘Bence bu haberin hedefi Türkiye değil Pakistan’dır. Haberin amacı Müslüman dünyasının tek nükleer silah sahibi ülkesini baskı altına almaktır’ diyen Malik, ‘Bizim nükleer çalışmalarımız, ülkemizi dış müdahalelere karşı korumak içindir herhangi bir ihracat amacı gütmemektedir’ ifadesini kullandı.Alman gazetesi Die Welt, ‘Türkiye’nin nükleer silah yapmak istediğini’ iddia etmiş, gerekli teknik bilginin Pakistan’dan alındığını öne sürülmüştü.
Kaynak: AA
(…) “Benazir Butto’nun öldürülmesinin ardından hükümet otoritesinin çökmesi veya bir iç savaşın patlak vermesi durumundaABD özel kuvvetleri, Pakistan’ın nükleer cephaneliğine el koymaya veya cephaneliği etkisiz hale getirmeye hazırdır.”
(…) Strateji tartışmalarına müdahil olan yetkililer ise; “kimi seçeneklerin, büyük olasılıkla içine CIA’yı dâhil edeceğini ve ordunun Özel Operasyonlar gücü ile birlikte çalışacağını” söyledi. Bir yetkiliye göre ise; “yıllar boyu Afganistan’a odaklandıktan sonra, artık aşırılık yanlılarının daha büyük bir ödül şansını fark ettiklerini düşünüyoruz: Pakistan’ın kendi içinde bir kaos yaratmak.
Burada eski analizlerimizi hatırlatalım;
Yukarıdaki analizimizde kısaca Türk güvenlik güçlerinin güneydoğu bölgesinde aslında doğrudan yada dolaylı olarak Amerikan Özel kuvvetlerinin en elit birimi Delta Force ile savaştığını yazmıştık. (Pakistan ve Afganistan’da konuşlu ve ‘kriz’ durumlarında operasyon yaparak Pakistan’ın nükleer silahlarını ‘güvenceye’ alacak olan ABD özel kuvvetler birimi)
İşte kardeşlik böyle zamanlar içindir. Barbarlar kapıya dayandığında kiminin nükleer tecrübesi kiminin özel kuvvetler tecrübesi devreye girer ve paylaşım başlar. Yanlış anlaşılmasın biz nükleer bir paylaşım yapıldığını söylemiyoruz, bu batının iddiası…
Son olarak aşağıdaki haberimizle bitirelim.