General Joseph Votel ABD Merkez Kuvvetleri CENTOM’un komutanı.
Ankara’da AK Parti’nin 2. Olağanüstü Kongresi toplandığı saatlerde Suriye’de PYD militanlarını denetliyordu. Bu ABD’den Rojava bölgesine gerçekleştirilmiş en üst düzey askeri ziyaretti.
General Joseph Votel 11 saat bölgedeydi. Yanında AP ve CNN’den gazeteciler vardı. CNN General Votel’ın pek çok yeri ziyaret ettiğini yazdı. Gizli olduğu için isimleri açıklamadı.
Kobani başta olmak üzere pek çok yere gidildi YPG, SDG ve Amerikan askerleri ile görüştü.
Daha geçen hafta PYD lideri Salih Müslim ile Kobani’de olan ABD Başkanı Obama’nın özel IŞİD temsilcisi Brett McGurk Votel’ın IŞİD’e karşı Rakka’ya yapılacak operasyon hazırlığını denetlediğini açıkladı.
“Saklayacak bir şey yapmıyoruz” diyen General Votel ziyaret sonrası şu açıklamayı yaptı:
“Buradaki güçlerin yeteneklerine dair artan bir güvenle ayrıldım. Modelin işlediğine ve iyi çalıştığına inanıyorum.”
General Joseph Votel Kobani’den Ankara’ya geldi. Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile temasları olacak.
ABD YPG’yi desteklediğini, bir kara gücü olarak gördüğünü saklamıyor. “Rakka’ya operasyon yapacağız” diyerek asıl maksadını gizliyor.
ABD, Suriye’nin Kuzeyinde PKK’ya bir devlet kurmak istiyor. Bizzat kendi komutanlarının eğittiği, çoğunluğunu lejyonerlerin oluşturduğu YPG’yi silahlandırıyor. YPG üzerinden PKK’yı donatıyor, eğitiyor, yönetiyor.
PYD’ye yakın haber siteleri Obama’nın özel temsilcisi McGurk’a atfen Türkiye’ye “PYD’nin Fırat’ın batısına geçişine ses çıkarmayın PKK Türkiye’de terörü sona erdirsin” teklifinde bulunmuştu.
General Votel Ankara’da bu teklifi dillendirmeye cesaret edebilir mi, bilinmez. Bilinen ABD’nin YPG’yi Rakka için değil Fırat’ın Batısı için hazırladığıdır.
General’in gelişi ABD’nin eğitip yönettiği PKK’nın füze ile Türk askerine ait helikopteri vurmasından sonraya denk geldi.
İzlediği rota özür için değil, yeni bir dayatma için geldiğini işaret ediyor.
Son zamanlarda, özellikle Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığı’ndan uzaklaştırılmasının kararlaştırılmasından sonra, dış politikanın ve güvenlik konseptinin değişeceğine dair söylentiler, giderek bir kampanyaya dönüştü.
Türkiye’nin Suriye’de, Irak’ta yanlış yaptığı, Mısır ve İsrail ile karşı karşıya gelmesinin, Rus uçağının 24 Kasım 2015’te düşürülmesinin bir hata olduğu alttan alta işleniyor.
Davutoğlu sonrası Ankara bu politikalardan dönecek deniyor. “Türkiye’de bir zamanlar ‘NATO’nun Ortadoğu’da işi ne’ diye soruluyordu. Artık ‘Ortadoğu’nun sorunlarına NATO neden ilgi göstermiyor’ diye eleştiri yapılıyor” diyenler çoğalmaya başladı.
Arap Parlamentosu’nun İslam Ordusu’nu Suriye’de göreve çağırdığı sırada CENTOM komutanı bir ABD generalinin önce Kobani sonra Ankara’ya gelmesi belki siyasetin pratik ihtiyaçlar karşısındaki elastikiyeti olarak anlaşılabilir.
Ancak İslam Ordusu yerine CENTOM komutanının öne çıkması kabul edilebilir bir şey değildir.
Bu ziyaretin kabul edilmeyişinin sesi Suriye’de Rejimin en güçlü olduğu iki yerden geldi.
Birileri Rusya’nın üssü bulunduğu Tartus ve Lazkiye’de eş zamanda 7 bomba patlattı, en az 100 kişinin ölümüne yol açtı.
Tartus ve Lazkiye’de bugüne kadar bomba patlamamıştı. Doğrusu Kobani’ye de üst düzey bir ABD generali hiç ziyaret etmemişti.
100 yıl sonra Türk Askeri Körfez’e girecek ve bir askeri üs açılacak… Daha 25 gün geçmeden ABD generali Kobani’de kara gücü YPG’yi denetleyecek… Ardından Ankara’ya görüşmelere gelecek…
14 Aralık 2015’te kuruluşu ilan edilen İslam Ordusu Şubat 2016’ta 200 bin askerle tatbikat yapacak… Sonra “Ortadoğu’nun sorunlarına NATO neden ilgi göstermiyor” denilecek…
Ve… İsrail ile anlaşmanın daha kolay olacağı söylenecek…
Böyle bir ortamda yapıldı AK Parti’nin olağanüstü kongresi. Davutoğlu veda konuşmasında “Yeni bir kongre için karşınıza çıkmak benim arzu ettiğim bir şey değildi. Bu durumun sizin ve milletimizin maşeri vicdanında yarattığı rahatsızlığın farkındayım” dedi.
Salon Davutoğlu’nun bu asil duruşuna bigane kalmadı. İnsanlar Recep Tayyip Erdoğan’a bağlılıkta kusur göstermedi. Denileni yaptı.
Lakin duruşta, gülüşte, yüzde, gözlerde dışa vurulmayan bir hissediş vardı.
Endişe yoktu belki ama cevap bulmayan sorular vardı.
Binali Yıldırım Başkan seçildi. AK Parti Kongreden birliğini koruyarak çıktı.