“Neden buradalar?”
Madem sormuşlar, anladığımız ölçüde açıklayalım. Önce filmin Türkiye’de yayınlanan özeti:
“Louise Banks, üniversitede antik diller üzerine ders veren bir dil bilimcidir. Dünyanın 12 farklı ülkesine uzay araçlarının inmesi üzerine, araçtan alınan kayıtların incelenmesi için göreve getirilir. İnen gemilerin barışçıl mı yoksa istilacı mı olduğunu anlamak için çok az zamanları vardır.”
Bir de ABD’de yayınlanan özetine bakalım:
When mysterious spacecraft touch down across the globe, an elite team – lead by expert linguist Louise Banks – are brought together to investigate. As mankind teeters on the verge of global war, Banks and the team race against time for answers – and to find them, she will take a chance that could threaten her life, and quite possibly humanity. (www.imdb.com)
Ve tercümesi:
“Gizemli uzay gemileri dünyanın farklı bölgelerine inince, elit bir takım – dilbilimci Louise Banks liderliğinde – olayı araştırmak üzere biraraya getirilirler. İnsanlık global bir savaşın eşiğindeyken, Banks ve takım zamana karşı yarışarak kendi hayatları ve muhtemelen insanlığı tehdit eden duruma cevaplar bulmaya çalışmaktadırlar.”
Cümle düşüklüklerini dikkate almadan orijinal metnin sıralamasına sadık kalarak tercümeye ettik. Dolayısıyla şifreleri çözmek daha kolay olacaktır.
Şöyle ki;
“Dünyanın farklı bölgelerine inince, elit bir takım – dilbilimci (her yere yerleşik küreselciler) Banks (İngilizce Bankanın çoğulu yani – Bankalar) liderliğinde biraraya getirilirler. İnsanlık global bir savaşın eşiğindeyken, Bankalar ve takım (elit küreselciler) zamana karşı yarışarak kendi hayatları ve muhtemelen insanlığı tehdit eden duruma cevaplar bulmaya çalışmaktadırlar.”
Yani Hillary Clinton seçildiği günün ertesinde uzaylılar ya da nam-ı diğer hiçbir ulusa ırksal ya da dini bağlılıkları olmayan bir çeşit uzaylı da diyebileceğimiz küreselciler dünyanın tepesine tam manasıyla binmiş olacaklardı.
Olayı pekiştirebilmek için filmin detaylarına geçelim. Afişlerde gördüğünüz gibi dünyanın 12 farklı bölgesine inen uzay gemileri göz şeklindedir. Artık masonların sembolü olan her şeyi gören gözü uzun uzadıya anlatmamıza gerek yoktur diye düşünüyoruz. Uzay gemileri dünyaya inince ABD hükümeti kendi toprakları üzerinde duran gemiyi araştırmak için bir dil bilimci liderliğinde elit bir takım kurar. Dilbilimci sembolü ilginçtir. Çünkü küreselcilerin sembol bankası HSBC’nin reklamlarında da “dünyanın yerel bankası” benzeri bir sloganla bu mesaj veriliyordu. Yani hem global hem yerel olabilen çok kültürlü bir banka. Tam adını koyup lafı dolandırmadan küreselciler desek daha doğru olur herhalde.
Uzaylılar bu dilbilimci ile iletişim kurarken sisli bir camın ardından havaya bir sıvı püskürterek kendi alfabeleri ile iletişim kuruyorlar. Ama o da ne? Uzaylı dili diyerek bize gösterilen şey aslında bir başka masonik sembol olan kuyruğunu ısıran yılandan (Ouroboros) başka bir şey değil.
Yanına masonik sembol eklenmiş olarak filmden bir sahne. Benzerlik konusunda karar sizin.
Ama bu kadarla kalsa iyi. Uzaylı dostlarımızın 7 bacakları var ve dolayısıyla kendilerine Latince 7 bacaklı anlamına gelen hepta-pod diyorlar. Hatırlamış olmanız lazım. “Shemitah teorisi ve sihirli numara 7” başlıklı yazımızda bu konuya değinmiştik. Sihirli numara 7 yine karşımızda. Ama siz bu 7 ayaklı ahtapotu daha önce de bir filmde görmüştünüz. Onu da hatırlatalım:
Son filminde James Bond’un savaştığı dünyayı yöneten küresel örgütün sembolü olan ahtapotunda 7 bacağı vardı. Zaten sonrasında da James Bond’dan ilham alan İngiliz halkı Brexit ile AB’den ayrıldı. Küreselcilerin birleştirdiği AB desek daha mı doğru olur?
Asıl konuya gelirsek uzaylıları derdi kısaca dünyada değişik ülkelere yüksek teknolojinin birer parçasını vererek dünya ülkelerini biraraya getirmekmiş. Ülkeler kendi ellerindeki bilgi parçasını diğerleri ile biraraya getirecek, yüksek teknolojilere ulaşacak, bir araya gelecek, ve ileride uzaylılara yardım edecekler. Kime karşı? Uzaylıları tehdit edecek bir düşmana karşı. Yani uzaylılar geleceği görebilme yetisine de sahiptirler. İşte burada iş çok ilginç bir hal alıyor. Uzaylıların tıpkı şeytan gibi haşa tanrıyı oynamasını bir tarafa bırakırsak “dünya ülkeleri birleşin” mesajı çok ilginç. Filmde sadece şunu söylemeleri eksik kalmış:
“Birleşin, farklılıklarınızı unutun, yeni dünya düzenini ve tek merkezli dünyayı kurun”.
Bunu tam olarak söyleselerdi muhteşem olacaktı. Filmde o kadar çok antik, şeytani, masonik semboller var ki tamamına girmek imkansız. Onun için asıl ana fikri olan sonuna gelelim.
Uzaylıların verdiği teknolojiyi paylaşmak istemeyen Rusya oluşturulan küresel dilbilimci takımla bilgi paylaşmayı keser. Ardından uzaylıların istila hazırlığında olmasından şüphelenen Çin ültimatom vererek uzaylıların topraklarını terk etmemesi durumunda savaş açacağını söyler. Küresel sermaye ile savaşan Putin ve Rusya gerçek hayatla ne kadar örtüşüyor değil mi?
Demek Çin’de Rusya ile Avrasya bloku oluşturarak küreselcilerin istediklerini yapmıyor olmalı ki filmde bu mesajı görüyoruz. Ama filmin sonunda Çin barışa son anda razı oluyor. Nasıl mı? Çin devlet başkanının ölen karısının son nefesinde kocasına söylediği barışla ilgili son sözlerini bir şekilde uzaylılardan öğrenen Louise Banks’ın kendisine bu sözleri hatırlatarak geçmişi ve geleceği görebilme yeteneği olduğunu ispat etmesi ile diyebiliriz. Tabii burada sanki Çin devlet başkanına filmde karısı ile ilgili bir ölüm tehdidi var gibi geldi diyorsanız o da sizin komploculuğunuz deriz. Bu arada film afişlerinden birinde uzay gemisinin tam olarak Çin’in gerçek finans merkezi olan Şangay’ın tam tepesine oturtulduğuna dikkat çekelim. Gözümüz ekonominin üstünde, çökertiriz mesajı mı?
Sonuca gelirsek, bildiğiniz üzere Hillary Clinton seçilemedi ve Trump ABD başkanı seçildi. Olur mu olmaz mı bilemeyeceğiz.
Ama küreselcilerin “geldik ve dünyanın tepesine çökeceğiz” mesajı şimdilik boşa gitmiş gibi gözüküyor. Trump’ın Rusya’ya yakın söylemleri herkesin malumu.
Çin Rusya ile devasa askeri anlaşmalar imzalarken, Rusya küreselcilerin Avrupa’sına karşı güç gösterisine devam ediyor.
Türkiye ise Şangay 5’lisine girme konusunu tartışıyor.
Vatikan’da Papa 20 Kasım’da yani geçtiğimiz Pazar günü “Olağandışı Merhamet Yıldönümü (Jübile)” bitişini simgeleyen kapıyı kapattı. Bu konuya “Shemitah teorisi ve sihirli numara 7” başlıklı yazımızda değinmiştik. Merhamet kapısı kapanınca ne olacak biz de bilemiyoruz. Tam da ABD seçimleri ertesinde.
Bizim anladığımız küreselciler dünyanın tepesine inmeyi planlıyorlardı ama Trump’ın gelişi ile sanki yeryüzüne inemeyip havada asılı kaldılar gibi. Ama bu saldırmayacakları anlamına da gelmez.
Hollywood böyle filmler yapmaya devam ederse bizi sonunda sembol bilimci olmak zorunda bırakacak galiba.
11.11 tarihinde gösterime girmesi gibi şifreleri ise çözmeniz için size bırakalım