Sahnede konuşana değil sahada olana bak…

Bir iyimser hava estiriliyor; sanki her şey bir anda iyi olacakmış gibi.

Donald Trump’ın ABD Başkanı olması ile Türkiye-ABD arasındaki ilişkiler düzelecek haberleri arka arkaya veriliyor. Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin “Türkiye ABD’nin bölgedeki en önemli müttefikidir” açıklaması “2 numaradan Türkiye mesajı” diye aktarılıyor.

Trump’ın Danışmanı Emekli Korgeneral Mike Flynn FETÖ konusunda Türkiye’nin beklentilerine uygun laflar edince hemen yumuşamamız filan bekleniyor.

Oysa verilen söz ile yapılan iş çoğu zaman aynı olmuyor.

Mesela Münbiç konusunda bizzat ABD Başkanı Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a telefon etti, “Onlar Suriye Demokratik Güçleri, içlerinde çok az PYD’li var. DEAŞ Münbiç’ten çıkartılınca YPG geriye çekilecek” sözünü verdi.

Söylediği her şey yalan çıktı. SGD dedikleri YPG/PYD’den ibaretti. Yani PKK’nın Suriye koluydular. Münbiç’ten de çekilmediler.

Tam tersi El Bab’a Özgür Suriye Ordusu’ndan önce girebilmek için Ekim ayının sonunda Münbiç’ten operasyon yaptılar.

Türk Silahlı Kuvvetleri, YPG’li militanları bombaladı. 200 YPG’li saf dışı edildi.

ABD’nin İran helikopteri ile Kamışlı’dan Afrin’e 100 teröristi taşıdığı, tahrip gücü yüksek top mermileri naklettiği ortaya çıktı.

İran’ın Kudüs Ordusu olarak bilinen Irak, Suriye, Lübnan, Yemen’de kontrgerilla eylemleri yapan gücün komutanı Kasım Süleymani daha yeni Kandil’de Cemil Bayık ile görüştü.

ABD Rakka’ya PKK ile girmek istiyor. Silah, eğitim, lojistik destekle birlikte bir de hava operasyonu ile açıktan savaşın içinde yer alıyor.

IRAK’TA DURUM FARKLI DEĞİL

Türkmenlerin yaşadığı Tel Afer’e İran’ın organize ettiği milis gücü Haşdi Şabi 10 km kadar yaklaştı. Sünni çoğunluğun bulunduğu Tel Afer’e Şiilerden oluşan Haşdı Şabi’nin gelmesi demek bir mezhep çatışmasını çıkarmak anlamına geliyor.

Tel Afer ve Türkiye bunu istemiyor. 10 bin Türkmen Tel Afer’de vatanlarını savunmak için savaşa hazır.

Haşdi Şabi, kendi başına bir örgüt değil. Şiilerden oluşuyor ve İran’ın desteği altındalar. Sahada gördüğümüz ise bambaşka bir şey.

Haşdi Şabi doğrudan ABD’li askerler tarafından sevk ve idare ediliyor.

Yani ABD Türkiye “hayır” demesine rağmen Tel Afer’e saldırmak için hazır. Her an bir savaş çıkabilir.

Musul’da Irak Ordusu sanki başarı elde etmiş gibi gözüküyor. Lakin tankla, zırhlı birlikle şehir savaşının kazanılamayacağını bir kez daha göstermiş durumdalar.

Musul’un altında 70 km tünel var. DEAŞ bu tünelleri iyi kullanarak Irak’ın tankını, zırhlı birliğini perişan ediyor. 200 Iraklı askeri esir almış durumdalar.

Musul’u havadan bombalayan ABD ise doğrudan sivil halkı katlediyor. Sivil halk ile DEAŞ’ı ayırt etme imkanı zaten yok.

Türkiye burada da haklı çıktı.

ABD’nin bombaladığı, Şii Irak ordusunun tankla, zırhla, topla girdiği Musul’da bir mezhep savaşı eli kulağında görünüyor.

PKK BOŞ DURMUYOR

ABD’nin desteklediği PKK Şengal bölgesinde yerleşmiş durumda. Tel Afer’e saldıracak Haşdi Şabi’nin hemen yanı başında ABD’den emir bekliyor.

Türkiye, ABD’yi sahada görüyor. Ne yaptığını biliyor. Hazırlığını buna göre yapıyor.

Askerin sınıra sevki, komutanların 10 Kasım günü apar topar Şırnak’a gidip durum tespitinde bulunmaları o hazırlığın bir parçasıdır.

Ankara sahnede konuşana değil sahada olana bakıyor.

Sahada varsan, sahneyi sen kurarsın.

http://www.kanalahaber.com/yazar/celal-kazdagli/sahnede-konusana-degil-sahada-olana-bak-28047/