Sevgili Donald;
Katil ABD’nin 45. Başkanı seçildiğin için tebrik ediyorum. ABD’nin derin yapılarının Hillary’yi tercih etmesine rağmen “züccaciye dükkanına giren fil gibi” Beyaz Saray’a girdin. Adının “beyaz” olmasına takılma. O sarayın masumların kanıyla boyanmış olduğunu benden daha iyi sen bilirsin.
Açıkça bilmeni isterdim ki sen, ABD eyaletlerinde seçim kampanyası yürütürken her ne kadar oy kullanma hakkım olmasa bile ben de, TV programlarımda açıkça seni destekledim. Benim desteklediğim adayın ABD başkanı olmasına sevindim. Bu sevincimi seninle paylaşmak istedim.
Sevgili Donald, ben ve benim gibi düşünen Müslümanlar, açık açık “İslam’ın en büyük düşmanı ABD’dir” diyoruz. “ABD, dünyanın en azılı sömürge imparatorluğudur”diyoruz. “ABD, Kızılderililerin, zencilerin, masumların katilidir” diyoruz. Bunlara dair sayısız örnekler gösteriyoruz. Ancak Müslümanlar bu anlattıklarımıza inanmadılar. İnanmak istemediler. Ya da inanmak işlerine gelmiyordu..
Meksika sınırına duvar öreceğini söylediğinde ne yalan söyleyeyim çok sevindim. Adamlarınızın 100 yıl önce masa başında suni olarak çizdikleri Suriye hattına, desteklediğiniz BAAS ve PKK-PYD tehdidine karşı duvar örmek zorunda kalmamızdan sonra sizin de Meksika sınırına aynısını yapmak zorunda kalmanız bir nebze de olsa içimizi soğuttu. Ama takdir etmek gerekir ki biz, Suriye sınırına ördüğümüz duvarın parasını cepten öderken senin bu faturayı Meksika’ya göndereceğini söylemen şimdilik lafta da kalsa senin gibi sömürge zihniyeti taşıyan biri için parlak bir buluştu. Bizim siyasetçilerimiz böyle şeyleri düşünemezler.
Sevgili Donald, bizim barbar diktatörlerden oluşan hükümetlerimiz 4 milyona yakın sığınmacıya ülkenin kapılarını açarak büyük bir insanlık suçu işlediler. Ülkenin kapılarını onlara açmakla kalmadılar. Onların iş kurmalarını sağladılar. Onlara konteyner kentler yaptılar. Ücretsiz sağlık ve eğitim hizmeti veriyorlar. Bu sığınmacılar için 30 milyar dolar para harcadılar. Bu bizim despot, diktatör liderimiz, BM toplantılarına çıkıp utanmadan“Dünya 5‘ten büyüktür” diyor. Bu nasıl olur efendim.. Bu bir savaş suçudur. Bu liderlerimizi, siz, adil, demokrat, insan hakları savunucusu büyük devlet adamına şikayet ediyorum. Bunlar savaş suçları mahkemesinde yargılanmalılar.. Böyle bir şeye müsaade edilemez efendim. Olacak şey değil yani. Söyleyin bizimkilere 4 milyon sığınmacıyı biz de kovalım. Eğer hükümet kovmuyorsa kovma sözü veren CHP’yi işbaşına getirelim.
Sevgili Donald, sarı saçlarına, mavi gözlerine ayrıca hayranım. Bu saçlar ve bu gözler biz Türk halkına çok derin çağrışımlar yaptırtıyor. Bunu özellikle belirtmek isterim. Ayrıca efendim sen çok daha büyük adamsın. İnternetten baktım. Bugüne bugün 1.90 boyun var. Kantara çıkınca 112 kilo çekiyormuş. Geniş bir işkembeye sahipsin. Beyaz Saray’da daha da semireceksin. Hiç şüphen olmasın.. Neyse bu detaylar, Melania’yı daha fazla ilgilendiriyor. Ben sadece senin büyüklüğünü vurgulamak için şey ettim.
Sevgili Donald, en çok da hangi icraatlarını tuttum biliyor musun? Şu 7 İslam ülkesinin tüm vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklamanı.. Yetmez ama EVET. Haklısın. Bence tez zamanda 1.8 milyar Müslümanın alayının “terörist” olduğunu ilan etmeni ve ABD’ye girişlerinin yasaklanmasını senden şiddetle bekliyorum.
Ama bu yasağı ilan etmeden önce lütfen Pentagon’a, CIA’e ve FBI’ya sormayı unutma.. Bu kurumlar sana bir liste verecekler. O listeyi ayrı tut. Bu listedekiler, ABD adına casusluk yapan ve kimliğinde “Müslüman” yazanlardan oluşuyor. Listedekileri tek tek inceleme fırsatın yok. Çok meşgulsün. Sadece ülke ülke toplam sayılara bak. Senin yönettiğin ülke namına casusluk ve işbirliği yapan bu kadar adam olmasına şaşıracaksın. Bunları“yasaklıların” dışında bırak. Ayıp olur yoksa.. Size o kadar hizmet ettiler. Ama azami dikkat et. O liste bizim elimize geçmesin..
Neyse..
Sevgili Donald, ABD kapılarını Müslümanlara kapatmak yetmez. Tamam. Dışarıdan gireceklere kapıyı kapattın da içerideki onmilyonlarca Müslüman ne olacak! Bunu hiç düşündün mü?
Bence ABD’de yaşayan Müslümanların isimlerini değiştirmekle başla. Önce ezanı İngilizceye çevir. Herkes, Tanrının mesajını anlasın canım.. Arapça okunması şart mı günümüzde. Sonra camileri ahıra çevirirsin. Olmadı meyhane yaparsın.. Ama büyük olanları müze yap..“Restorasyon” falan de. Sonra arkası gelir. Neyse canım; vaktini fazla almayayım. Bu işi bizim “Büyüklerimiz” nasıl yapmış; bunun kitapları var. Ben sana kargoyla yollarım. Ama bak, kargo parasını valla ben vermem. Sen ödersin. Hani sen duvarın faturasını Meksika’ya gönderiyorsun ya iliksiz..
Valla sevgili Donald, bu güzel icraatlarınla benim işlerimi o kadar kolaylaştırdın ki bunu anlatamam. Düşman dediğin böyle olmalı. Kahpece gizlenmemeli; senin gibi “Ben açık düşmanım” demeli. Senden öncekiler yüzümüze gülüp “ortak” “dost” “müttefik” gibi yaldızlı boyalı kelimelerle bizi tavladılar. Sense harbi düşmansın be Donald..
İyi ki seni desteklemişim. Sevgili Vlademir’e demiştim; “Donald’a hafif destek at” diye.. O da sağ olsun bizi mahcup etmedi. Gereğini yapıverdi. Bak Vlademir’in hakkını teslim et.
Neyse fazla uzattım. Meşgul etmeyeyim. Senin işin çok. Duvar muvar. Ayrıca imzalaman gereken başka kararnameler var..
Hadi yine yazarım. Kendine iyi bak. Cevap yazma. Öptüm..
Alper TAN
31.01.2017
Kaynak: DONALD TRUMP’A TEŞEKKÜR MEKTUBU