19 Mayıs 2017 tarihli “Siber saldırı ama kime” başlıklı yazımızda özellikle Trump’ın seçilmesinin ardından iyice tuhaf bir hal alan dünya borsalarında kırılan rekorları konu etmiş, esas rekoru ise çok farkeden olmasa da merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmadığı varsayılan bağımsız elektronik para birimi “bitcoin”in kırdığını yazmıştık. Bitcoin’in 1400 Dolar seviyesini geçtiğini, orada da durmayarak 11 Mayıs Perşembe günü 1848 Dolar seviyesine kadar çıktığını ve bunun hemen ardından da tüm dünyayı etkileyen küresel siber saldırının meydana geldiğini belirterek zamanlamaya dikkat çekmiştik. Bitcoin’in bütün zamanların rekorunu kırdığını günün ertesinde “tüm yerküre” siber saldırıya uğramış, hackerların bilgisayarlarını kilitledikleri kişilerden ödeme olarak Bitcoin istemesi üzerine Bitcoin’in değeri 200 $ birden düşüvermişti.
1 Mayıs 2016 tarihli “Finansal 11 Eylül eşiğinde para savaşları ve Panama belgeleri 4” başlıklı yazımızda ise ABD Dolarının egemenliğini tehdit eden altın fiyatlarının yapay yollarla bastırıldığını, bitcoin para birimininde Doların egemenliğini tehdit ettiğini vurgulamıştık.
15 Ağustos 2016 tarihli “Shemita teorisi ve sihirli numara 7” başlıklı yazımızda ise 7 senede bir planlı bir şekilde tetiklenen ekonomik krizleri ve 50 senede bir çıkarılan süper ekonomik krizleri anlatmış, 30 sene kadar önce yayınlanan “The Economist” dergisinin kapağını göstererek tüm dünya para birimlerinin 2018 yılında ortadan kaldırılarak yeni tek dünya düzeni parasının tedavüle sokulmasının planlandığını dikkatinize sunmuştuk.
11 Ağustos 2017 tarihli “Bir yıl erken yazılmış yazılar” başlığıyla kaleme aldığımız yazıda ise Bitcoin’in rekorlar kırmaya başlayacak çıkışının başlangıç gününü ( 14 Ağustos 2017) tarih vererek belirtmiştik:
Nitekim de Bitcoin 14 Ağustos pazartesi günü piyasaların açılışını bile beklemeden bir gün öncesinden tarihi çıkışına başladı ve son haftadır geçen her gün Bitcoin rekorlarına yenisini eklemektedir.
Bitcoin ya da dijital para sistemleri dünya tarihinde az görülen bir finansal savaş yaşanmasına neden olmaktadır ama bu durum ülkemizde çok fazla algılanamamaktadır. Bankerlerden dünya devletlerine kadar yaşanan bu devasa savaş haliyle insanların kafasını karıştırmaktadır.
Mesela Rusya merkez bankası başkanı dijital paranın önemli olduğunu söylerken ardından Rus devleti dijital paranın yasaklanacağını ilan ediyor, Putin dijital paraların ciddi bir risk oluşturduğunu söylüyordu.
İki gün önce gelen haberlere göre ise Rusya merkez bankası dijital Ruble çalışması yapmaktadır ve bu para tamamen devlet kontrolünde olacak ve madencilik yöntemiyle başkası tarafından üretilemeyecektir.
Aslında konuyu en iyi özetleyen durum bir Rus Bakanın şu ifadesidir.
“Biz yapmazsak komşularımız yapacak”.
Yani Ruslar, kaçınılmazdan kaçmaya çalışmanın bir faydası olmadığını itiraf etmektedirler.
Benzer şekilde geçtiğimiz haftalarda Çin devletinin yaptığı Bitcoin’in yasaklanacağı açıklamasının ardından Bitcoin fiyatları büyük düşüş yaşamış ama kısa bir süre sonra tekrar çıkışa geçmiştir.
Daha sonra gelen açıklamalarda ise Çin devleti tam bir kesinlikle dijital paraların yasaklanması yoluna gitmediğini belirtmiştir. Son gelen haberler ise Çin’in kendi dijital parasını hazırlandığı şeklindedir ve Çin merkez bankasının araştırma bölümünün devlet destekli dijital parayı savunduğunu göstermektedir.
İlginç bir şekilde Çin devletinin yasaklama söyleminden bir süre sonra kredi derecelendirme kuruluşu S&P Çin’in kredi notunu düşürmüştür. Küreselcilerin mesajı olabilir mi?
Diğer taraftan beklenmeyen bir şekilde Güney Kore devleti de dijital paraları yasaklama yoluna gideceğini söyleyerek sürpriz yapmıştır. Kuzey Kore ile yaşanan gerilim yüzünden insanlar savaş riskine karşı varlıklarını bankalardan çekerek dijital paraya yönelmekte olduğundan G. Kore bankacılık sistemini zor durumda kalmaktadır.
Güney Kore ile hemen aynı zamanlarda ise Japonya Bitcoin işi yapan bazı büyük firmalara lisans verdiğini resmen açıklamakla kalmamış yeni bir dijital para birimini de dünyaya duyurmuştur.
Bazı devletler ise bu konuda oldukça hızlı davranmaktadırlar.
Dünyayı yöneten daha doğrusu sömüren bankalar cephesinden de ilginç sinyaller gelmektedir. Bu kirli bankaların en başında gelenlerden biri olan JP Morgan CEO’su Dimon Çin’in Bitcoin yasağı açıklaması yaptığının hemen ertesinde Bitcoin’in “dolandırıcılık” olduğu demecini vermesi Bitcoin’in o günlerde yaşadığı değer kaybında çok etkili olmuştur. Ama çok kısa bir süre sonra ise gerçek ortaya çıkmıştır:
“Dimon’a büyük eleştiriler yapan kripto para piyasasında en sert tepkiyi aynı zamanda bitcoin madencisi olan John Mcafee vermiş, yalnızca 1 bitcoin üretmenin 1000 dolar masraf gerektirdiğini belirtmişti. Jamie Dimon’ın açıklamasının Çin’den gelen haberlerle birlikte bitcoin fiyatına etki eden temel faktörlerden biri olduğu düşünülürken bitcoin fiyatı kısa süre sonra toparlanmaya başlamıştı. Sonradan ortaya çıkan haberler ise JP Morgan CEO’sunun 180 derece dönüş yaptığını gösterir nitelikte. “I am Nomad” isimli twitter kullanıcısının paylaştığı ekran görüntüsüne göre JP Morgan, fiyatın dibi görmesini fırsat bilip yüklü miktarda bitcoin alımı yaptı. Bankanın bir diğer vukuatı ise yayınladığı iş ilanı oldu. İlanda bankanın ‘Teknik Proje Yönetim Müdürü’ olarak dağıtımlı defterler üzerinde çalışacak bir blockchain uzmanı aradığı not düşüldü.” (22 Eylül 2017)
Bu arada yine aynı banka hakkında değişik haberlerde gelmektedir.
Burada “bankacının dediğini yapma, yaptığını yap” demek en doğru mantık olmalı notunu düşmek gerekiyor.
Bu konuda JP Morgan gibi geriden gelmeyen Goldman Sachs ise Bitcoin fiyatlarının daha da artacağını söylemekte ve müşterilerine bitcoin hizmeti vermeyi düşündüklerini belirtmektedirler.
Bir diğer banka Morgan Stanley CEO’su ise Bitcoin’in geçici bir hevesten fazlası olduğunu söylemektedir.
Burada bir şeyi hatırlatmakta fayda var. Bitcoin’in piyasa değeri 100 milyar Dolar seviyesine yaklaşarak 88 milyar Dolar piyasa değeri olan Morgan Stanley’i ve yine aynı şekilde Goldman Sachs’ı geçmiştir.
Yerkürenin en büyük, en karanlık, en gizemli şirketi olan ve sermaye ve risk yönetimiyle yatırımcının 4,7 trilyon dolarlık servetini işleten Blackrock CEO’su da Bitcoin’in geleceğine inanmaktadır.
Bu devasa şirketlerden bahsedip de internet ve elektronik dünyasının hakimlerinden bahsetmemek olmaz. Google ve Apple tarayıcılarını dijital paraların rahat kullanımına elverişli hale getiriyorlarmış.
Ve tabii küreselcilerin en önemli yuvalarından birisi olan Avrupa Merkez Bankasını unutmayalım.
Ama en büyük bombalar geçtiğimiz günlerde IMF’den geldi.
Lagarde bununla da kalmadı ve bu kez dijital paralar hakkında daha çarpıcı bir mesaj verdi. Olayı doğru okuyamayan bazıları Küreselcilerin sözcüsü IMF başkanının “dijital paraların çökeceğini” söylediğini düşündüler.
Oysa “Shemitah teorisi ve sihirli numara 7” yazımızda konu ettiğimiz ve yüzümüze bakarak şifreli mesajlar vermeyi seven Lagarde tam tersini söylemekteydi:
“Dünya merkez bankaları ve regülatörlerin dijital para birimleri konusunda ciddileşmesi gerektiğini belirten IMF Başkanı, küresel finans kuruluşlarının, ödeme sistemleri ve finansal hizmetleri şimdiden ‘sarsmaya’ başlayan finansal teknolojik ürünleri yeterince gözlemlemeyerek risk aldığını söyledi. IMF Başkanı “Büyük çöküşler görmeye yakın olduğumuzu düşünüyorum” yorumunu yaptı.(…) Lagarde’a JP Morgan Chase CEO’su Jaime Dimon’ın dijital para birimi Bitcoin’in dolandırıcılık olduğu yönündeki açıklamasına katılıp katılmadığı da soruldu. Lagarde bu soruya “Bence dijital para birimleri ile ilgili konuları saadet zinciri benzetmeleri ile etiketlemekten kaçınmalıyız. O (dijital para birimi) bundan çok daha fazlası” dedi (…) Lagarde gelecekte bir noktada IMF’nin kendi dijital para birimini geliştirmesi ihtimalini de dışlamadı. IMF’nin para birimi olarak da bilinen SDR’nin (Special Drawing Rigths, Özel Çekme Hakları), dijital para birimlerine benzer bir teknolojinin bünyesine katılabileceğini söyledi. Lagarde “Bakacağımız şey bu para biriminin, özel çekme hakları, daha etkili ve daha az maliyetli olması için bu teknolojiyi nasıl kullanacağı” dedi.” (13 Ekim 2017)
Lagarde ne demiş, biz onun direk söyleyemediklerini kendimizce tercüme edelim:
“Kendinizi yeni sisteme adapte edin, küresel şeytanların tek dünya parası uygulamaya konacak. Yeterince hızlı davranmıyorsunuz.”
Ne demesini bekliyordunuz?
“30 sene önce haber verdiğimiz üzere Zümrüdü Anka kuşu büyük finansal kaos ve yıkımın ardından küllerinden yeni bir sistemle doğacak” demesini mi?
Bakın Hindistan kendisini hızla adapte edip büyük banknotlarını bir gecede adeta nasıl yakıverdi.
Yani gerekçe mi lazım? Güvenlik dersiniz, yolsuzluğu önlemek için dersiniz olur biter, küresel planlar uygulamaya geçer.
Peki, Doların egemenliğinin bitmesi nedeniyle bu yeni sistemden en çok etkilenecek ülke olan ABD ne yapıyor?
Dünyanın 2 nükleer gücü ve bir nükleer adayı ülkesi ile hergün yeni sorunlar çıkarmaya çalışıyor. Bir gün K.Kore’yi tehdit ediyor, ertesi gün Pakistan’a sarıyor, bir sonraki gün İran’la nükleer anlaşmayı bitirmekten bahsediyor.
Adeta kuyruğı kıstırılmış vahşi bir hayvan gibi, “beni bitirirseniz bende dünyayı bitiririm, nükleer savaş bile çıkarırım” tehditlerini gözümüzün içine sokuyor.
Ama kaçınılmaz sona hazırlanan dünyadan her gün yeni haberler geliyor.
Ülkeler kendilerince savunma durumlarını alıyorlar.
Bu arada dikkatinizden kaçmış olmalı. Etrafa saldıran, tehditler savuran ABD’ye karşı bu coğrafyada ayakta duran, ardı ardına ABD ile krizler yaşayan Türkiye’ye birden bire müjdeli bir haber geldi IMF’den. Türkiye’ye olan aşkları yeniden depreşmiş:
Durduğu yere göre basınımızda kimi olayı böyle gördü;
Kimi de böyle:
Küreselciler bizi sevdi diye üzülmeli mi, sevinmeli kararını size bırakalım ama Lagarde’ın kaçınılmaz son uyarısı epeydir haberlerde de sıklıkla yerini almaktadır.
Yazımızın başında “Siber saldırı ama kime” başlıklı makalemize atıfta bulunmuş ve bu yazımızda “Wanna Cry” virüsünün Amerikan istihbarat teşkilatlarından birisi olan NSA kaynaklı olduğunu ve Bitcoin benzeri dijital para birimlerinin itibarını yoketmek için yapılmış olabileceğini yazmıştık. Neyse ki Amerikalı ve İsrailli dostlarımız suçluyu buluvermişler.
Tabii buraya kadar anlatmaya çalıştıklarımız dijital paranın görünen yüzü üzerinden yapılan finansal savaşla ilgili idi.
Bilirsiniz paranın iki yüzü vardır. Hiç gözükmeyen şeytani diğer yüzü bir başka yazıda inşallah.