BİTCOİN, DİYANET’İN YORUMU VE DİJİTAL İSLAM DİNARI

Önceki gün, yani Bitcoin’in 10.000 Dolar seviyesinin üzerine çıktığı günün sabahında ekranımıza Diyanet’in Bitcoin ve Etherium dijital paralar hakkındaki “yorumu” düştü..

1

Bu şaşırtıcı “yorumu” kelimesi kelimesine parçalara bölüp analiz etmeden önce, dünyada yaşanan küresel ekonomik savaşın arka planını tam olarak anlayabilmek gerekmektedir. Bunun için sizi biraz yoracağız ve 2016 yılının Nisan ayından beri yazdığımız yazılardan bazı alıntılar yapacağız:

KÜRESEL PARA BİRİMİ VE ALTIN KAPIŞMASI

“ABD başkanı Nixon tarafından, basılan her Dolar’ın değerine karşılık gelen miktarda altın ayrılması olarak basitçe tanımlanabilecek, Bretton Wood sisteminin kaldırılmasından sonra Altın-Dolar kapışması hiç bitmedi. Altın ve Dolar bir tahterevallinin iki ucunda bulununca Dolar üzerine kurulan dünya sistemini koruyabilmek için altın fiyatları hep suni olarak bastırıldı. Bunun kimi zaman bankalar yoluyla kağıt işlemler üzerinden, sıkışılan durumlarda da fiziki altının piyasaya verilmesi ile yapıldığı biliniyor. Altın haricinde elektronik şifreli para olarak bilinen Bitcoin’de Amerikan Dolarının egemenliğini tehdit etmektedir.”

BATI’DA ZENGİNLER BANKALARDAN BAĞIMSIZ KASALAR KİRALIYORLAR

Özellikle ABD ve Batı ülkelerinde zenginler varlıklarını korumak için fiziki altın ve gümüş alımlarına yönelmektedirler. Bu servetlerini ise kriz durumlarında hükümetlerin kolayca el koyabileceği banka kasalarında değil bu iş için dünyanın değişik bölgelerinde kurulmuş özel kasalarda muhafaza etmektedirler.

ÇİN HONG KONG HAVAALANI ALTINDA ALTIN DEPOLUYOR

Çin ise büyük bir hızla fiziki altın alımları yaparak elindeki Dolarlardan kurtuluyor ve aldığı altınları Hong Kong havaalanı altına yaptığı depolara koyuyor. Çin’e giren altının bir daha ülke dışına çıkmadığı ve Çin’in altın rezervleri ve alımları hakkında sürekli eksik bilgi verdiği biliniyor. Bir manada fiziki altının son durağı her zaman Çin oluyor. Çin’in bir süre sonra para birimi Yuan’ı altın rezervlerine endeksleyeceği, altın borsasını da Londra’nın elinden alarak Şangay’ı dünya altın borsasının yeni merkezi yapacağı uzun zamandır dünya ekonomi çevrelerinde konuşulan bir konu. Dolayısı ile önümüzdeki yıllar bu konularda büyük savaşlara gebe demek kehanet olmayacaktır. (28 Nisan 2016,  Finansal 11 eylül eşiğinde para savaşları ve panama belgeleri-1, Yeni Söz)

KÜRESEL MERKEZ LONDRA’DAN ABD YA DA ÇİN’E TAŞINACAK MI?

Küresel sermayenin beyni ve komuta merkezi olan Londra’da yerleşik “The City” olarak anılan bölge son dönemde büyük tartışmaların konusu. Dünyada güç dengelerinin Batıdan Doğuya kaydığı bu dönemde “The City” bölgesinde yerleşik küresel sermayenin daha ne kadar burada Kraliçe ile ortaklığına devam edeceği meçhul durumdaAslında günümüzde yaşanan en büyük savaş dünyada serseri bir mayın gibi dolaşan, savaşlar çıkaran, devletler yıkan ya da meydana çıkaran bu paranın ne olacağı. Kimi kontrol etme, kimi kendine çekme, kimi yok etme peşinde.(…)

FED FAİZ ARTIRIMI ÖNCESİ ÇİN PARASINI DEĞERSİZLEŞTİRDİ, TİANJİN HAVAYA UÇTU

12 Ağustos 2015 tarihinde Çin’in en önemli ticaret hublarından biri olan Tianjin limanında meydana gelen patlama adeta minik bir atom bombasının yıkıcı etkisini meydana getirmişti. İşin ilginç yanı ise bu patlamadan sadece birkaç gün önce Çin hükümetinin para birimleri Yuan’ın değerini birdenbire ve kimseye haber vermeden düşürerek faiz artırmak üzere olan ABD merkez bankasını çok zor durumda bıraktığı idi. Bu devalüasyon sonucunda ABD merkez bankası uzunca bir süre için faiz artırımından vazgeçmek zorunda kalmıştı. (…)

2_4

(29 Nisan 2016,  Finansal 11 eylül eşiğinde para savaşları ve panama belgeleri-2, Yeni Söz)

(…) Dünyada üretimin parasal değerinin yaklaşık 60 trilyon Dolar olduğu hesaplanırken türev piyasalarında yapılan işlem hacminin ise bu miktarın tam 10 katı olan 600 trilyon Dolar seviyelerinde olduğu söylenmektedir. Yani dünyada mevcut para döngüsünün yüzde 90’lık bölümü sanaldır ve gerçek değildir. Bu paranın ancak global ölçekte bir yıkımla nasıl ortadan kaldırılabileceği konusunda dehşet senaryoları çizilmektedir.

(1 Mayıs 2016,  Finansal 11 eylül eşiğinde para savaşları ve panama belgeleri-3, Yeni Söz)

Buraya kadar alıntıladığımız paragraflar 2016 yılı ortasında not ettiğimiz finansal savaşın görünen ya da gizlenen yüzüydü. Yine 2016 yılı Ağustos ayında kaleme aldığımız makalemizin bir bölümünde bugün tartışılan dijital paraları 1988 yılının “The Economist” dergisinin kapağına atıfta bulunarak anlatmaya çalışmıştık:

3_3

“Derginin kapağında “Yeni dünya para birimine hazır olun” başlığı altında bir anka (phoenix) kuşunun ayakları altında yanan dünya para birimleri bulunmakta, kuşun boynunda ise altın renginde ve üzerinde 2018 tarihi olan yeni bir para birimi asılı durmaktadır. Bu bağlamda dünya yönetici elitinin yeni para birimine geçiş tarihini bundan 28 yıl öncesinden planladığını söylemek abartı olmayacaktır. Tabii bunu başarmak için önce bir kaos çıkması, dünya para birimlerine olan güvenin bitmesi gerekmektedir.” (15 Ağustos 2016, “Shemitah teorisi ve sihirli numara 7”, Yeni Söz)

15 Ağustos 2016 tarihli makalemizde ise bu konuya devam ederek şunları yazmıştık:

“Dünyanın en büyük 4 bankası yeni bir dijital para geliştirmek için işbirliği yapma kararı aldı. Financial Times’ın haberine göre, İsviçre’nin en büyük bankası UBS’in başını çektiği yeni dijital para geliştirilmesi planında Deutsche Bank, Santander ve Bank of New York Mellon yer alıyor. Bu 4 banka, geliştirilecek yeni para birimini 2018 başlarında ticari kullanıma sunmayı hedefliyor.”

4_2

(…) Geçtiğimiz günlerde Amerikan Dolar’ının dünya hakimiyetini tehdit eden kripto para birimi Bitcoin borsası Bitfinex hacklendi ve 60 milyon dolar çalındı. Fiziki bir para olmayan Bitcoin’e olan güveni haberle birlikte sarsılarak 600 USD’dan 455 USD’lar seviyesine düştü. Böylece Shemitah döneminde varlıklarını Bitcoin’le korumayı  düşünenlere bir nevi gözdağı verilmiş olundu.

5_2

Aynı şekilde geçen hafta ABD borsalarında birkaç dakika içinde 1.5 milyar Dolarlık altın satışı yapılarak yüzyıllardır güvenli yatırım limanı olarak görülen altının fiyatı düşürülerek yatırımcıların gözü korkutulmaya çalışıldı. Her ne kadar bu tür manipülasyonlar çok sık yapılsa da Cuma günü ABD merkez bankası FED’in bu sene faiz artırma olasılığının masada olduğu yalanını açıklamasının hemen öncesine denk gelmesi önemlidir. İnsanların ABD Dolar’ına olan güveni canlı tutularak altın almalarının önüne geçilmeye çalışılıyor. Bitcoin’e yapılanın bir benzeri ilginç bir zamanlama ile altına piyasasında da yapıldı demek herhalde yanlış olmayacaktır.

6_1

(29 Ağustos 2016, Süper Shemitah başladı galiba, Yeni Söz)

Buraya kadar anlattıklarımızdan sonra 2016 yılının son ayında artık dijital para gerçeğini tam manasıyla masaya yatırmış, yazımızın tamamını bu konuya ayırmış, bu konulara kafa yorulmamasını protesto amacıyla birazda istihza ile şunları yazmıştık:

“Geçtiğimiz birkaç haftanın en önemli konusuydu Amerikan Dolarının yükselişi. Herkes tuttuğu köşeye göre bir yorum yaptı. Son olarak Cumhurbaşkanının dolarları ve Euro’ları bozdurarak altına yatırım yapmayı açıkça söylemesi ile işin rengi değişmeye başladı. Nedense kafamıza F-16’lardan bombalar yağana ya da Dolar başını alıp gidene kadar  gerçekler bizleri pek fazla ilgilendirmiyor.”

7_3

Ardından halkımızın altınlarını bankalara toplamaya çalışan sistemi eleştirmiştik:

8_4

(…) Çin, vatandaşlarına altın almalarını önerirken bizim Başbakan Yardımcımızın Ayşe teyzeden altınlarını bankaya koymasını istemesini pek doğru bulmuyoruz açıkcası. Özellikle Batıda zenginlerin paralarını altına çevirerek bankacılık sisteminin dışında olan özel kasalarda muhafaza etmeye başladığı bir dönemde, Türk insanının son ekonomik kurşunu olan altınını herşeyi ile göbekten Batı finans sistemine bağlı bankalara yatırılması bizce uygun değildir. Millet hükümeti seviyor Sn. Bakan ama kusura bakmayın her şeyini size emanet edecek kadar da güvenmiyor. Gözünü kırpmadan canını tankların altına atan bu millet, parlak iki metal parçasını da size verir. Merak etmeyin… Ama lütfen önce hak edin… HSBC Bank bu ülkede faaliyet gösterdiği müddetçe de bizden böyle şeyler istemeyin…

Makalemizin devamında dijital para için dünya ülkelerinin nasıl hazırlandığını ve nakit paranın nasıl çeşitli bahanelerle yavaş yavaş ama sistematik bir şekilde yok edildiğini anlatmıştık:

“Küresel şeytanların dergisinin 1988 kapağını yukarıda hatırlatmış ve 2018 yılı planlarından bahsetmiştik. İşte aynı derginin 31 Ekim 2015 tarihli kapağı.

9_2

Bu kez dijital para Bitcoin konu edilerek dünyayı döndüren bir çarkın içinde ve yine altın renginde resmediliyor. Konuyla alakalı makalede ise şöyle bir cümle var:

“Hatta bazı bankalar ve hükümetler bu yeni teknolojiyi incelerken, bazıları da kesin olarak onunla savaşacaklardır. Ama son yıllarda hükümetlere ve bankalara olan güvenin azalması göz önüne alınınca daha fazla denetim ve şeffaflık çokta kötü olmayabilir.” (31 Ekim 2015, The Economist)

“Ve işte son günlerde gelişen olaylar. Bütün dünya bir anda 2018 yılına yaklaşırken “şeffaflığı” hatırlamışçasına büyük banknotları ve kağıt paraları ortadan kaldırma yarışına giriyorlar ya da denemeler yapıyorlar.”

Ardından ülkelerin çeşitli bahanelerle eşzamanlı olarak büyük kağıt paraları yasakladığını belirtmiş ve ilgili haberleri vermiştik. Bu Hindistan’da yolsuzlukla savaşmak iken, Avrupa’da kara para aklama ve uyuşturucu ile mücadele kisvesiyle yapılıyordu. Yani her ülke kendi halkının yutacağı bir hikaye uyduruyor, büyük kağıt banknotları tedavülden kaldırıyor, bankalardan nakit çekimini sınırlandırılıyor, insanlar işlerini elektronik olarak halletmeye yönlendiriliyordu:

10_2 11_1

12_1 13_1

15_2

(8 Aralık 2016, Paralar yanıyor, Zümrüdü Anka kanatlanıyor mu, Yeni Söz)

Son yıllarda görüştüğümüz Avrupa’da yaşayan dostlarımız, bankadan birazcık yüksek miktarda nakit çekmeye karşı geliştirilen prosedürler yüzünden insanların neredeyse bir suçlu gibi nakit çekmekten korkar hale geldiğini anlatıyorlardı.

Ama bir dakika.

Diyanet’in Bitcoin yorumunun bültenlere düştüğü gün bir başka haberde gündemimize düşmüştü ama pek fark eden olmadı. Yukarıda anlattıklarımıza çok benziyor değil mi?

16

Sabah gazetesinden Hazal Ateş’in haberine göre, ATM’lerden para çekme miktarı-süresi, cebe havale yöntemi, ön ödemeli kartlar, elektronik cüzdanlar, sanal kartlar, elektronik paralar gibi yöntemlere yeni tedbirler geliyor. ATM’lerden hemen her gün maksimum meblağda para çekenler takibe alınırken, şüphe varsa çifte bildirimde bulunulacak. ATM kullanımında haftalık, aylık tutar sınırlaması getirilmesi planlanırken, cepte havale konusunda da düzenleme yapılacak. (…) MASAK da illegal bahis ve kumarla elde edilen paralarının aklanmasını önlemek için özel bir e-posta grubu oluşturdu. Suç gelirlerine BDDK ile işbirliği yapılarak ATM ya da şubelerden çekilmeden el konulabiliyor. MASAK: Türkiye’de 5 milyon kişi yasadışı bahis oynuyor. Bankalar ve finans kuruluşlarıyla iş birliği kapsamında ATM’lerden izin verilen maksimum meblağda sıkça para çekenler izlemeye alınacak. Müşterinin işi, mali durumu ile işlemleri arasında makul bir orantı bulunmaması da dikkat çekici unsur olarak nitelendiriliyor. (28 Kasım 2017, Sabah)

Konuyu anladınız herhalde.

Devletimizin bulduğu “dahiyane” nakit para çekmeyi engelleme sebebi “sanal kumarmış”.

Herhalde bir devlet organı olan Diyanet’in birden bire ortaya atlayıvermesinin ya da birilerinin bu yorumu siteden alıp büyüterek karşımıza koymalarının sebebi yavaş yavaş kafanızda şekillenmeye başlıyor.

Devam edelim:

19 Mayıs 2017 tarihli makalemizde dünya genelinde yaşanan siber saldırıyı kaleme almış ve tam Dünya ve Türkiye borsalarının rekor üstüne rekor kırdığı günlerde yaşanan bu saldırının aslında kimi hedef aldığını şöyle anlatmıştık:

Ama çoğu insanın farkında olmadığı bir gerçek daha vardı. Asıl rekoru herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan elektronik para birimi Bitcoin kırıyordu.

17_1

Ama Bitcoin orada da durmadı ve 11 Mayıs Perşembe günü 1848 $ seviyesine kadar çıktı. Yani Ocak ayında “900 $” olan Bitcoin, beş ay içinde iki kat değer kazanarak 1848 $’ı geçti. İşte global siber saldırı tam bu sırada gerçekleşti. Yani Bitcoin’in bütün zamanların rekorunu kırdığının ertesi günü olan 12 Mayıs Cuma günü “tüm yerküre” siber saldırıya uğradı. Gerçekte siber saldırı Bitcoin’e yapıldı dense çokta yanlış olmayacaktır.  Nitekim saldırının ardından hackerların bilgisayarlarını kilitledikleri kişilerden ödeme olarak Bitcoin istemesi üzerine Bitcoin’in değeri 200 $ birden düşüverdi. (…)

Burada karşımıza şu soru çıkıyor.

Bu saldırı Bitcoin’in itibarını bitirmek ve çıkış hızını düşürmek ve hatta yasaklamaya varan önlemler alınmasına sebep oluşturmak için yapıldıysa bu ancak yukarıda bahsettiğimiz küreselcilerin planına karşı olan bir devlet organının işi olabilir.

18_1

(19 Mayıs 2017, Siber saldırı ama kime, Yeni Söz)

Yukarıda alıntıladığımız yazımızda dijital paraların bir handikapına da vurgu yapmış ve bir diziden bahsetmiştik:

Küresel para birimi Amerikan Dolarına tehdit oluşturan Bitcoin vb. elektronik paraların en büyük handikapı ise elektrik ve internettir. Bu paralar fiziki değil sanal olarak var oldukları için internet erişimi olmayan durumlarda paranıza ulaşamazsınız. İnternet ise elektrik yoksa çalışmayacaktır. İşte Hollywood satanistlerinin dahi çocuğu J.J. Abrams’ın yapımcılarından olduğu 2012 tarihli “Revolution” (Devrim) dizisi de bu konuya kafa yormaktadır.

19_1

“Bilinmeyen bir sebepten, dünya üzerinde elektrik ve elektrikle çalışan her türlü alet kullanılamaz hale gelmiştir. Elektriklerin kesilmesiyle bilgisayarlar çalışmaz, arabalar durur, tüm elektronik cihazlar bir daha açılmamak üzere kapanır. Bu olaydan sonraki süreçte hükümetler düşmüş, her şeyini elektrikten sağlayan insanoğlu büyük bir çıkmaza girmiştir. Aradan 15 yıl geçer. Bu 15 yılda doğa şehirlere bıraktığı alanları geri almaya başlamış; Chicago yemyeşil olmuş, elektriksiz yaşama alışılmıştır. Devletler çökmüş, yönetim derebeylikleri andıran bir ortamda savaş lordlarının ve milislerin eline geçmiştir. “

Anlayacağınız birileri herşeye kafa yoruyor, gelecek planlaması yapıyor, oyun teorileri üzerinde çalışıyor. (19 Mayıs 2017, Siber saldırı ama kime, Yeni Söz)

Bu konulara 11 Ağustos 2017 tarihinde devam etmiş ve gazetemiz “Zümrüdü Anka Kanatlanacak mı” manşetiyle çıkarak 2 gün sonra Bitcoin’in tarihi çıkışının başlayacağını haber vermişti.

20_2

Nitekim tam olarak öyle olmuş, o gün TL cinsinden 12.000 TL civarında olan Bitcoin 2 gün sonra büyük çıkışına başlayarak bugün ulaştığı 44.000 TL’lik seviyelere gelmiştir. Yani tam 4 katına çıkmıştır.

21_2

(11 Ağustos 2017, Bir yıl erken yazılmış yazılar, Yeni Söz)

Ve son olarak 18 Ekim 2017 tarihinde kaleme aldığımız makalemizin  başlığında olayın adını tam olarak koymuştuk:

“Bitcoin meydan muharebesi”.

Makalemizde bankalar, büyük şirketler, hükümetler ve merkez bankaları arasında kıyasıya süren dijital para savaşını anlatmış ve şöyle noktalamıştık:

Ama en büyük bombalar geçtiğimiz günlerde IMF’den geldi.”

22_1 23_1

Lagarde bununla da kalmadı ve bu kez dijital paralar hakkında daha çarpıcı bir mesaj verdi. Olayı doğru okuyamayan bazıları Küreselcilerin sözcüsü IMF başkanının “dijital paraların  çökeceğini” söylediğini düşündüler.

“Dünya merkez bankaları ve regülatörlerin dijital para birimleri konusunda ciddileşmesi gerektiğini belirten IMF Başkanı, küresel finans kuruluşlarının, ödeme sistemleri ve finansal hizmetleri şimdiden ‘sarsmaya’ başlayan finansal teknolojik ürünleri yeterince gözlemlemeyerek risk aldığını söyledi. IMF Başkanı “Büyük çöküşler görmeye yakın olduğumuzu düşünüyorum” yorumunu yaptı.(…) Lagarde’a JP Morgan Chase CEO’su Jaime Dimon’ın dijital para birimi Bitcoin’in dolandırıcılık olduğu yönündeki açıklamasına katılıp katılmadığı da soruldu. Lagarde bu soruya “Bence dijital para birimleri ile ilgili konuları saadet zinciri benzetmeleri ile etiketlemekten kaçınmalıyız. O (dijital para birimi) bundan çok daha fazlası” dedi (…) Lagarde gelecekte bir noktada IMF’nin kendi dijital para birimini geliştirmesi ihtimalini de dışlamadı. IMF’nin para birimi olarak da bilinen SDR’nin (Special Drawing Rigths, Özel Çekme Hakları), dijital para birimlerine benzer bir teknolojinin bünyesine katılabileceğini söyledi. Lagarde “Bakacağımız şey bu para biriminin, özel çekme hakları, daha etkili ve daha az maliyetli olması için bu teknolojiyi nasıl kullanacağı” dedi.” (13 Ekim 2017)

Lagarde ne demiş, biz onun direk söyleyemediklerini kendimizce tercüme edelim:

“Kendinizi yeni sisteme adapte edin, küresel şeytanların tek dünya parası uygulamaya konacak. Yeterince hızlı davranmıyorsunuz.”

Ne demesini bekliyordunuz?

“30 sene önce haber verdiğimiz üzere Zümrüdü Anka kuşu büyük finansal kaos ve yıkımın ardından küllerinden yeni bir sistemle doğacak” demesini mi? (28 Kasım 2017, Bitcoin meydan muharebesi, Yeni Söz)

Buraya kadar geçmişte yazdığımız yazılarımızın bir özetini verip bizden kısa yazı isteyen gazete yönetimimizi yeterince kızdırdıktan sonra gelelim “Diyanetin” müthiş yorumunu parçalayarak DNA’sını çıkarmaya:

24_1

“Din İşleri kripto paraların merkezi bir otoriteye sahip olmadığına ve bu yüzden devlet teminatı altında olmadığına dikkat çekerken değer kazanıp kaybetme konusunda spekülasyonlara açık olması ve kara para aklamak için kullanıldığı gerekçesiyle şu aşamada dinen uygun olmadığı yönünde soruyu cevaplıyor.”

Neresinden tutsanız elinizde kalan bir cevap:

1- Kripto paralar merkezi bir otoriteye bağlı değilmiş ve devlet teminatı yokmuş. O zaman soralım. Bankalara yatırılan mesela 200 bin TL paranın ne kadarı devlet teminatındadır. En son yanlış hatırlamıyorsak 100 bin TL idi. Yani bankada 1milyon TL’niz varsa yüzde 90’lık kısmı risk altındadır. Banka battığında batar ve devlet sizi korumaz. Dolayısıyla Diyanete göre bankalara para yatırmakta caiz olmamalıdır. O zaman Müslüman halkımız acil olarak Türk bankalarında yatan paralarınızı buralardan çıkarıp, yastık altına koymalıdır. Banka batırmaları konusunda zaten Türkiye’nin geçmişi ortada değil midir?

2- ABD Doları ya da Euro merkezi otoriteye bağlı iken bir garantileri mi bulunmaktadır? Daha bir iki sene önce iflas eden Güney Kıbrıs Rum kesiminde bankalarda parası olanlarının paralarının neredeyse yarısına devlet el koymadı mı? Yarın ABD iflas bayrağını çektiğinde elinde ABD doları olanlar bu paranın karşılığı olarak birşeyler mi tahsil edebileceklerini düşünmektedirler.

3- ABD karşılıksız para basarak 100 USD’lik bir banknotu 2 cente mal ederken, 1 Bitcoin üretmenin maliyetinin yaklaşık 1000 USD’ye tekabül ettiğini Diyanet bilmekte midir?

4- Bitcoin üreticilerinin bilgisayar, CPU vb elektronik aletlerini küresel iletişim ağına bir nevi kiraya vererek ve elektrik harcayarak bitcoin kazandıkları Diyanet yorumcuları tarafından biliniyor mu?

5- Faizsiz sistemle çalışan, her gün devlet tarafından bir yenisi açılan ve kar-zarar ortaklığı sistemi ile çalışan bankalar da caiz değil midir? Diyanet Türkiye Müslümanlarına bu bankalardan paralarınızı acilen çekin çağrısı yapmalı mıdır? (Bu arada şahsi görüşümüz de bu şekildedir ve bankada tuttuğumuz şahsi paramızdan kar payı almamaktayız, bunu da belirtmiş olalım)

6- Kazanıp kaybetme konusunda hiçbir yer borsalar kadar riskli ve spekülasyona açık olamaz. O zaman Diyanet’in bu konuda da yorum yapması gerekmekte değil midir? (Borsanın haram olduğu, her gece parasını repo yapan şirketlere hisse senedi ile ortak olmanın harama ortak olmak olduğu konusunda kafamızda bir soru işareti yoktur, bunu da belirtmiş olalım)

7- Dünyada kara para aklama her metotla yapılabilmektedir. Hatta bir iki  vatandaşımız, Rıza Zerrab ve bir Halk Bankası müdürü, buna benzer bir suçlama ile ABD’de esir alınmışlardır.

Ayrıca bir şeye dikkatinizi çekeriz. Diyanet yorum yapmış “fetva” verememiştir. Diyanetin yorumu ile aynı saatlerde haber sitelerine düşen aşağıdakine benzer haberler tesadüf müdür yoksa koordine bir saldırı mıdır?

25

Bütün bunları niye yazdık?

Dini konularda fetva/yorum yapacak olanların kendilerini devlet etkisi dışında tutmaları gerekmektedir. Bilgi sahibi olmadan ya da kesin emin olmadan fikir beyan etmeleri çok tehlikelidir.

“Konu vatansa gerisi teferruattır sözü dinimizi kapsamamaktadır.”

Tuttuğunuzda elinizde kalacak fetvalar/yorumlar bu kuruma olan saygıyı bitirir. Kurum umurumuzda değil ama dine olan saygıyı da bitirir.

Madem yeri geldi soralım:

Faizle yürütülen bir devletten maaş almak bir din adamı için caiz midir?

Mesela Diyanet çalışanları niye en azından kendilerinin maaşlarının devletin faizine bulaşmayan ayrı bir kurumdan/sandıktan ödenmesini talep etmezler?

Dijital para konusunda en son Diyanet nasıl bir çalışma yapmıştır da ahkam kesebilmektedir?

26_2

“3 gün sürecek toplantıda kripto paraların kullandığı Blockchain teknolojisinin kullanılarak köle işçilerin anında tesbiti üzerine bir sistem geliştirilmesi konusu da görüşülecek”. (5 Kasım 2017, coindesk)

Dünya 5’ten büyüktür diye çırpınan devlet adamlarımızın SWIFT sistemi söz konusu olunca nasıl sus pus oldukları konusunda Diyanetin bir bilgisi var mıdır?

Bakın bugünlerde nasıl bir tesadüf ise her şey üst üste geliyor. Bitcoin’in tarihi rekoru, Diyanet’in bitcoin yorumu, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a karşı mesnetsiz suçlamaları, Zarrap davası haberleri, Bitcoin’in kirli işlerde kullanılma haberleri. Siz yine algınızın alıcılarıyla oynamayın ve biz susalım Sözcü gazetesi Kılıçdaroğlu tarafından yapılan konuşmada bahsedilen swift mevzusunu anlatsın:

27_1

“Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication’ın kısa adı olan Swift; Tüm dünyadaki bankalar arasında elektronik fon transferi standardı sağlayan bir sistemdir. Bu sistem BIC (Bank Identifier Codes) kodu yani banka tanımlama kodu sayesinde her bankayı tanımlamaktadır. Swift sistemi 1973 yılında kuruldu ve 1977 yılında fiilen çalışmaya başladı. Swift, bankayı belirten 8 veya 11 haneli bir koddan ibarettir. Tüm dünya bankacılık sisteminde Swift kodları standarttır.
Yani uluslararası para gönderimlerinde; Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası demek para transferlerinde işe yaramayabilir fakat TCZBTR2A denildiği zaman, paranın gideceği hesabın bir Türkiye’den T.C Ziraat Bankası olduğu anlaşılacaktır.” (28 Kasım 2017, Sözcü)

İşte Batı bu sistemi ambargo maksadıyla kapatınca İran gibi para transferi yapamaz hale gelir, bir yerden bir yere para gönderebilmek için kendinize Rıza Zerrab’lar, Zencaniler bulmak zorunda kalırsınız.

Burada size blockchain teknolojisinin detaylarını anlatacak değiliz ama dijital para ve dayandığı blockchain teknolojisinin doğru kullanılarak Batının en önemli finansal hegemonya gücü olan SWIFT sisteminin nasıl çökertilebileceğine Diyanetin hayal gücü yeter mi diye de sormak istiyoruz?

Yetenler var:

28_2

Bir dönem merhum Erbakan’ın ağzından düşmeyen altına dayalı ortak “İslam Dinarı” mevzusu vardı. Bu konuyu tartıştığımız bir akademisyene bunun olamayacağını çünkü altının borsasının Londra’da olduğunu anlatmaya boş yere çalışmıştım. Yani oluşturduğunuz Dinar’ın ederi Londra’da belirlenecekti. (Kısa bir süre sonra ise Şangay’da belirleneceğini de yeri gelmişken not etmiş olalım.)

Oysa şu anda Blockchain teknolojisi kullanılarak bu rüya “Dijital İslam Dinarı”olarak gerçeğe dönüşebilir, İslam ülkelerinin ortak para birimi olabilir, Batının üzerimizde sürdüğü finansal hegemonya kırılabilir. Yeter ki bir parça hayal gücümüz olsun ve egolarımız değil de bilgilerimiz konuşsun.

Yanlış anlaşılmasın diye bir kez daha vurgulayalım. Dijital paranın küreselcilerin planı olduğunu, arkasında şeytani planların olduğunu 2016 yılından beri bu sütunlarda yazmaktayız.

“ABD Dolarından kaçarken küreselci şeytanların planlarına tutulmamak için bağımsız bir altın ve hatta gümüş politikası geliştirilmelidir. Yoksa 1988 yılı The Economist dergisinin kapağında resmedilen Zümrüdü Anka kuşunun boynunda zincirli altın parayı bir bakmışsınız bize altın tasma olarak geçirivermişler de ruhumuz bile duymamış.” (8 Aralık 2016, Yeni Söz)

“Tabii buraya kadar anlatmaya çalıştıklarımız dijital paranın görünen yüzü üzerinden yapılan finansal savaşla ilgili idi. Bilirsiniz paranın iki yüzü vardır. Hiç gözükmeyen şeytani diğer yüzü bir başka yazıda inşallah.” (18 Ekim 2017, Yeni Söz)

Ama buna “karşı” ya da “yan” sistemler geliştirecek olan devlettir ve devletin (eğer yapıyor iseler) dini kullanarak ucuz bir şekilde bu işlere yanlış tarafından müdahil olması utanılacak bir durumdur.

Bir de Diyanetin yorumunda geçen 2 kelimeye dikkatinizi çekelim.

“Şu aşamada” caiz değil.

Muhtemelen Diyanetin haberi yoktur ama Bitcoin içinde taraflar arasında büyük bir savaş yaşanmaktadır. Bitcoin’in işlem hızını artırmaya çalışarak bu para biriminin daha da hızlı ve işlevsel hale gelmesini isteyenlerle güncellemelere bilerek engel olarak hızı düşük tutan ve sisteme kendi yazılımlarını monte etmeye çalışan “Blockstream” grubu arasında savaş vardır.

Özgürlükçü grup dünyadaki savaşların sebebi olarak gördükleri merkez bankalarının elinden paraya hükmetme silahını almak istemektedirler. Onlara göre para bu merkez bankaları tarafından canlarının istediği şişirilmekte, bu şişkinliği zaman zaman eritmek içinde savaşlar çıkarılmaktadır.

Peki bu Blockstream grubu kimdir sorusunun cevabını bazıları şöyle vermektedir.

“Ana hissedarı Sigorta grubu AXA’nın CEO’luğunu ve Bilderberg’in başkanlığını yapmış olan Henri de Castries’dir”.

Dolayısıyla küreselciler ya Bitcoin üzerinde tam olarak hakim değildirler ya da böyle bir duygu oluşturarak Bitcoin üzerinden dünya halklarını yeni sisteme adapte etmeye çalışmaktadırlar. Tıpkı kredi almaya alıştırmadan önce halkımıza sunulan ATM kartları, ardından kredi kartları ve ardından kolayca ulaşılabilen banka kredileri silsilesi gibi.

Aslında romantizme gerek yok, Bitcoin içinde süren bu savaşı kimin kazanacağı daha savaş başlamadan bellidir. Umarız yanılırız.

Şimdi Diyanete soralım:

Bitcoin’in caiz olacağı aşama, Küreselcilerin Bitcoin üzerinde tam hakimiyeti ele geçirdiklerinden sonraki aşama mıdır?

Ve son bir soru:

Diyanet’in yorumunda geçen “Bitcoin ve Etherium” ileride evlenirlerse ve bu evlilikten bir çocukları olursa, mesela ismini de “IMF Coin” koyarlarsa bu nikah cazi olur mu?

Türkiye Cumhuriyeti devleti de köprülerle, denizaltı tünelleriyle, demiryollarıyla senelerdir ilmek ilmek işlediği “Yeni İpek Yolu” üzerinde yapılan ticarette bu dijital parayı yasal olarak kabul ederse caiz olur mu?

Diyanet şimdiden bunlara da kafa yorsa iyi olur…

 

http://www.yenisoz.com.tr