Yani, devletin tepesindeki tüm koltuklar generaller ve CIA elemanlarına teslim. Hem de en şahinlerine. Dolayısıyla da bu tablodan çıkarılan ilk sonuç, bundan sonra dünyanın işinin çok daha zor olacağı yönünde.
Türkiye-ABD ilişkileri açısından bakıldığında ise daha kötüsü olmaz ama daha iyiye de gider mi gibi soru işaretleriyle dolu flu bir görüntü var. Dahası, bugün Ortadoğu’da dün de dünyanın dört bir köşesindeki tüm karışıklıklarda, kirli tezgâhlarda doğrudan parmağı olan CIA’nın başına getirilen Gina Haspel’in bu işlerin erbabı olması da endişeleri hepten artıran bir durum.
Çünkü yeni manipülasyonlar, tetiklemeler söz konusu olabilir. Nitekim dün konuştuğum Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski başkanı emekli Korg. İsmail Hakkı Pekin’in öngörüleri de bu yöndeydi:
“CIA Başkanlığı’na getirilen Gina Haspel örtülü harekât dairesinin başkan yardımcısıydı. Bunun anlamı şu biz dahil bir çok ülkede ABD’nin örtülü faaliyetleri olacaktır, oluyordu ama çok daha fazla olacaktır…”
NELER OLABİLİR MESELA?
Devlet adamlarına suikastlar olabilir. Bazı yerlerde başkaldırmalar, karışıklıklar çıkartabilir. Hem IŞİD’i hem PYD’yi yeni baştan dizayn edip bunları farklı kullanabilir. Sadece bize karşı değil, diğer ülkelere de. Darbeler olabilir, mesela Körfez ülkelerinde, Ürdün’de, Pakistan’da. Yani belli gruplar kullanılmak suretiyle o bölgelerde kargaşa çıkarılması, merkezi hükümetlerin zayıflatılması, siber saldırılar gibi her türlü örtülü operasyon yapılabilir. (…)
13 Temmuz 2016’da şunları yazmıştık:
Dünya üzerinde bütün kilit ülkelerde bir hareketlilik var. İstifalar, darbe çığırtkanlıkları ve kadın yöneticiler. Kadın yöneticilerin, yaradılışlarının tersine, daha sertlik yanlısı politikalar izlemeye elverişli olduğunu düşünüyoruz. Sanki global kaos öncesinde herkes son pozisyonlarını alıyor gibi. Size de öyle gelmiyor mu?