Hatırlayacaksınız, Mart ayının son gününde Erdoğan Ayasofya’yı ziyaret ederek tartışmaların fitilini ateşlemişti.
Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları öncülüğünde düzenlenen bienalin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Heyecanlıyım, duygusalım… Öyle zannediyorum ki bu muhteşem ve mübarek kubbenin altında konuşmak hele hele garip asırlardan sonra konuşmak zor. Birçok duygusallığı da beraberinde getiriyor. Bugün burada böyle bir bienalin yapılmasını gerçekten çok anlamlı buluyorum. Ve Yeditepe Bienali‘nin tertip edilmesinde katkısı olan tüm kurumlarımıza sponsorlarımıza ve sanatçılarımıza gönülden teşekkür ediyorum.
Millet olarak elimizdeki hazinenin kıymetini bilmiyoruz. Ne kendimize ne de yurt dışına bu güzellikleri layıkyla tanıtabiliyoruz. Adeta müflis tüccar gibiyiz. Türkiye uzun yıllar kültür sanat tarih deyince kısır ve dar bir bakış açısının esiri olmuştur. Batı’dan ziyade Batı’cı ve milletin değerleriyle kavgalı bu zihniyet ecdadın bize bıraktığı mirasın kıymetini bilememiştir. Tarihi camilerin bir kısmı müzeye aynen burası gibi malesef bir kısmı da ahıra çevrilmiştir. Sadece sur içinde ne yazık ki tek parti döneminde 300’ü aşkın mescid yok edilmiştir. Sur içi derken Fatih’i kastediyorum.
https://www.sabah.com.tr/gundem/2018/04/01/cumhurbaskani-erdogan-konusuyor-canli
Bu durum Batı ve özellikle Yunan medyasını adeta çıldırtmıştı:
Ne garip bir tesadüf ise bu olayın üzerinden 1 hafta geçmeden Malta bayraklı bir gemi İstanbul Fatihinin adını taşıyan “Fatih Sultan Mehmet” köprüsünün ayağının dibindeki yalıya çarptı.
Olur böyle tesadüfler diyebilirsiniz, haklısınız. Vaktinde fırsat bulup yazamamıştık, içimizde kalmasın diye yazdık.
Geçelim.
Dün MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli erken seçim çıkışı yaparak herkesi şok etti. Ama daha ilginci Bahçeli’nin açıklamalarında sarfettiği bir cümle idi.
“ABD, İngiltere ve Fransa’nın Türkiye ile kurduğu ilişkinin değiştiğinden” bahsediyordu Bahçeli. Gerçekten de öyleydi ve Fransa Afrin’de PYD’ye verdiği son desteklerle ve Türkiye karşıtı çıkışları ile son günlerde gündemdeydi.
Biliyorsunuz seçim tarihi artık belli oldu. 24 Haziran 2018.
Bu tarih aynı zamanda Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkış günüymüş.
Ama o tarih aynı zamanda bir başka tarihi olayın başlangıcı:
II. Balkan Savaşı’nın (1913) başlangıcı imiş.
Şimdi Fransız Cunhurbaşkanı Macron’un dün söylediklerini tekrar dikkatinize sunalım:
Şimdi biz aradan çekilip sizi gri beyin hücrelerinizle baş başa bırakalım.
Düşünecek çok şey var, değil mi?
Fakat arada fark var. 20. asrın başında Yahudiler İsrail için, Anglosaksonlar petrol için birleşip dayanılmaz bir güçle Osmanlı’ya saldırmıştı. 21. asrın başında ise globalist yahudi ile siyonist yahudi savaş halinde. Ayrıca bilgi tekeli artık Batı’nın elinde değil.
Ben, 1492’de doğan, 1699’da yetişkin olan Batı İmparatorluğu’nun 1991’de SSCB’nin yıkılmasıyla ölüm döşeğine yattığını düşünüyorum.