Hemen provokasyona başladılar. Ölümler onların en sevdiği şeydir çünkü toplumda infial en kolay buradan yaratılabilir.
Aslında onların dikkat çekmek istedikleri şey çok farklı. Akademi onların en güçlü olduğu, kendileri gibi düşünmeyen öğrencilere kampüsü dar ettikleri, yeni nesilleri zehirledikleri yerdir. Daha geçenlerde bu konuda haber olmuşlardı.
Bu suça ortak olmayacağız” adlı skandal bildiriye imza atarak terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılandığı davada cezaalan akademisyen Aylin Altınay Cingöz hakkındaki gerekçeli karar açıklandı: PKK’nın sözde yürütme konseyi eş başkanı Bese Hozat’ın talimatı üzerine akademisyenler bildiriyi yayınladı. Devleti katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, terör örgütünü koruma ve kollama maksadıyla hareket etti.
Biz ise sitemizi kurduğumuz günden beri akademik çevrede yuvalanmış yılanlara çıyanlara dikkat çekiyoruz. FETÖ ile zaman zaman savaşmalarına bakmayın, efendileri farklı Batılılar olduğu için zaman zaman çatışsalar da sonuçta hep Batılılara hizmet ettiler.
Batının coğrafyamızda yaptığı katliamlara hiç ses çıkarmadılar, hep “kendi” ülkeleriyle savaştılar.
Yapılan her provokasyonun içinde yeraldılar, kandan beslendiler, milleti ayrıştırdırlar.
Bir şekilde provokasyonlarla geleceklerini tahmin ettiğimiz için 2 hafta önce şunları yazmıştık:
Batı bütün coğrafyamızı tarumar ederken kuyrukları bacaklarının arasında oturan ama Türkiye karşı saldırıya geçince şaha kalkan Türk üniversitelerine iliştirilmiş bu karanlık “devlet memurlarını” unutmuştuk.
Ama arşivimiz unutmadı..
Temizlik dört koldan aksatılmadan devam etmelidir…
İki yıl önce de onların başına gelecekleri yazmıştık:
Akademik çevre onların kutsal kasesidir.
Provokasyonlara aldırmadan yola ve temizliğe devam etme zamanıdır…
Gelecekte tarihçiler şu son on, on beş yıldır yaşananları ve belki bir on, on beş yıl daha yaşanacak olanları, Anadolu’da siyasi birliğin yeniden sağlandığı dönem olarak adlandıracak.
Siyasi birlik herkesin aynı partiye oy vermesi, aynı dünya görüşünden olması değildir. Devletin tamamen yerli ve milli unsurlardan oluşması ve şahsi menfaatçilerin devlet kurumlarındaki etkisinin en aza indirilmesidir.