Amerika ile Çin arasında yapılan ticaret görüşmelerine kilitlenen dünya pazarları her hafta grinin farklı tonlarında gelen haberlerle manipüle oluyorlar.
Dünya piyasalarında “sistemik çöküş” olacak mı olmayacak mı tartışmaları biteli çok oldu. Tartışma konusu olarak olayın ne zaman yaşanacağı kaldı sadece.
Dünya merkez bankaları altın stoklamaya hızla devam ederken, büyük şirketler Bitcoin gibi sistem değişimi sırasında kullanılabilecek güvenilir kripto paralara da yöneliyorlar.
İnternetin özgür ortamının sistem sahiplerini ne kadar rahatsız ettiğini ve buna bir hal çaresi düşündüklerini epeydir seslendiriyoruz.
İNTERNET SAVAŞLARI
ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin aşağıdaki cümlesine dikkatinizi çektiğimizde sene 2016 idi:
“Bu internet denen ufaklık yönetme işimizi gittikçe zorlaştırıyor.”
Son haftalarda gelen haberlere baktığımızda içerik yasaklamaları, hesap silmeler, kısıtlamalar, gizleme ve arka plana atmalar, takipçileri yok etme gibi sinsi uygulamalar Twitter, Facebook, YouTube gibi tüm büyük sosyal medya platformlarında hızla yayılıyorlar.
Çin ve Amerika dahil birçok ülkede görece küçük bankalar sessiz sedasız batıyorlar ama panik çıkmaması için devlet eliyle hemen bir formül bulunarak sümen altı ediliyorlar.
Bu kadar mı?
ALTIN SAVAŞLARI
Yine 2016 yılında “Finansal 11 Eylül eşiğinde para savaşları ve Panama Belgeleri” başlıklı bir dizi yazı yazmış ve şu noktalara dikkat çekmiştik:
“ABD’nin külçe altınlarını tuttuğu Ford Knox’ın aslında boş olduğu bir şehir efsanesi olarak yayılmakta ve burada sayım yapılmasını isteyen çağrılara ABD hükümeti kulaklarını tıkamaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’nin saldırma olasılığı nedeniyle altınlarının bir kısmını ABD’ye taşıyan Almanya 2013 yılında altınlarını geri istemişti. ABD’nin 13 yıl sonrasına Almanya’ya geri teslim tarihi vermesi bu söylentileri daha da artırmıştır. (…) İngiltere’de ise Kraliçe Elizabeth benzer söylentileri yatıştırmak maksadıyla ülkesinin altın rezervlerinin tutulduğu İngiltere merkez bankasının kasalarına fotoğrafçılar eşliğinde bir gezinti (Aralık 2012) düzenlemişti.”
Şimdi de geçen hafta gelen habere bakalım.
ALTIN ÜLKENİN GÜCÜNÜ SİMGELER
Polonya, İkinci Dünya Savaşı sonrası Nazi işgalinden duyduğu endişeler nedeniyle İngiltere Bankası’na gönderdiği altın rezervlerinin bir kısmını geri getirdi. Toplamda 4 milyar pound (yaklaşık 30 milyar TL) değerindeki ve 100 ton ağırlığındaki 8000 adet külçe altın İngiltere’nin başkenti Londra’dan Polonya’ya taşındı.(…) Taşımayı üstlenen güvenlik firması G4S International Logistics dünyada bankalar arası en büyük altın sevkiyatlardan birinin gerçekleştiğini söyledi. (…) Polonya Merkez Bankası’nın başındaki Adam Glapinski de son uçuştan 3 gün sonra yaptığı açıklamada İngiltere’deki altın rezervlerinin yaklaşık yarısının geri alındığını duyurdu, “Altın, ülkenin gücünü simgeler” dedi. Sosyal medyada Glapinski’nin bankadaki kasalardan birinin önünde, elinde altın külçesi tutarken çekilmiş görüntüleri paylaşıldı.
Bir başka deyişle 4 yıl önce altınlarını gösteren İngiltere’nin elinden külçeleri giderken, geçen ay Batı Afrika ülkelerinin Fransız merkez Bankası’nda tutulan paralarını geri çekme hususunda uzlaştığı haberini de konu etmiştik.
ABD ile ardı ardına savunma anlaşmaları yapan Polonya’nın NATO’da Baltık ülkelerinin yeni savunma planı anlaşmasının kotarılmaya çalışıldığı bir dönemde Brexit kararı almış İngiltere’den altınlarını geri alması ve bir süredir “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” türü açıklamlar yapan Fransa’nın Afrika sömürgelerinde sıkıştırılması tesadüf olabilir mi?
Brexit’i bir türlü tamamlamayan İngiltere ABD’nin mesajını almış mıdır?
2016 yılı makalemizden iktibas yapmaya devam edelim:
“Çin ise büyük bir hızla fiziki altın alımları yaparak elindeki Dolarlardan kurtuluyor ve aldığı altınları Hong Kong havaalanı altına yaptığı depolara koyuyor. Çin’e giren altının bir daha ülke dışına çıkmadığı ve Çin’in altın rezervleri ve alımları hakkında sürekli eksik bilgi verdiği biliniyor. Bir manada fiziki altının son durağı her zaman Çin oluyor. Çin’in bir süre sonra para birimi Yuan’ı altın rezervlerine endeksleyeceği, altın borsasını da Londra’nın elinden alarak Şangay’ı dünya altın borsasının yeni merkezi yapacağı uzun zamandır dünya ekonomi çevrelerinde konuşulan bir konu. Dolayısı ile önümüzdeki yıllar bu konularda büyük savaşlara gebe demek kehanet olmayacaktır.”
Peki aylardır bir türlü durulmayan Çin’in altınlarını depoladığı Hong Kong’da yaşananları uzun uzun anlatmaya gerek var mı?
Geçen hafta “beyin ölümü’ ve “Türkiye’nin Baltık planını veto” tartışmaları gölgesinde Londra’da toplanan NATO üyesi ülkelerin liderleri deklarasyonda ‘Çin’in artan nüfuzu ve politikalarının ortaya çıkardığı fırsat ve sınamaları ittifak olarak birlikte ele almalıyız’ ifadelerini buraya eklemeyelim mi?
LONDRA KÖPRÜSÜNDEN CEVAP GELDİ
Çin, Amerika, İngiltere, Avrupa savaşında gelinen son noktayı anlamak için bir örnek daha verelim.
Üç hafta önceki yazımızda “Londra köprüsü” mesajına şu ibarelerle dikkat çekmiştik.
“İlginç bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika Başkan Trump ile görüştüğü sıralarda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Londra ziyareti yapmaktaydı. Küreselci aklın gelecek kurgusunda iki önemli “şehir devleti” olan Londra ve İstanbul belediye başkanları arkalarında bir başka sembol köprü olan “London Bridge” (Londra Köprüsü) ile objektiflere poz verdiler. Twitter hesabında yayınlanan bu güzel fotoğrafın açıklamasında ise İmamoğlu şu mesajı vermekteydi:
“İstanbul ve Londra bundan sonra hiç olmadığı kadar yakın ve ortak akılla çalışacak.”
(…) Tıpkı İmamoğlu gibi belediye işlerinden çok üzerine vazife olmayan işlerle uğraşmasıyla ünlü Londra belediye başkanı Khan, Trump’a karşı Londra’da eylemler düzenlenmesine önayak olmuş ve Brexit referandumunda halkın AB’den ayrılma kararı vermesini içine sindiremeyerek Londra’nın Birleşik Krallıktan ayrılabileceği mesajını vermişti.
Mesajı doğru analiz etmişiz ki cevap gecikmedi.
“İngiltere’nin başkenti Londra’da “Londra Köprüsü” üzerindeki bıçaklı saldırıda 2 kişi öldü 3 kişi yaralandı. Londra polisi “terör saldırısında şüphelinin vurularak öldürüldüğünü” açıkladı.”
“Saldırganın 28 yaşındaki “Usman Khan” olduğu saldırganın Şubat 2012’de Londra Menkul Kıymetler Borsası‘na yönelik bombalı eylem planındaki rolü nedeniyle 16 yıl hapis cezası aldığı, geçen yıl tahliye edildiği, tahliye şartları kapsamında elektronik kelepçe sistemiyle takip edildiği kaydedildi.”
Londra Belediye Başkanı ile aynı soyadı taşıyan ve Londra borsasına saldırı planlamaktan hükümlü bir sanık.
Birilerinin birilerine “senin canını o köprüde alırım” mesajı gönderdiğini söylemek sizce abartılı mı olur?
YENİ BERLİN İSTANBUL OLDU
Soğuk savaş döneminin casus savaşları ile efsaneleşmiş şehri Berlin’in yerini İstanbul alıyor dersek de abartmış olmayız sanırız.
Geçen ay İstanbul’un orta yeri Beyoğlu’nda infaz edilen “eski” İngiliz askeri istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier’in ardından bu kez de İran istihbaratının “eski” üyesi olduğu iddia edilen rejim muhalifi Mesut Mevlevi, İstanbul Şişli’de arkadaşıyla yürüdüğü esnada sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü.
Bizim gibi başka meraklılarda var mıdır bilemiyoruz ama koskoca İstanbul’da iki olayın gerçekleştiği yer arasında acaba kaç km. vardır?
GÜZERGAHLAR SAVAŞLARI VE AKDENİZ ÇIKIŞINA TÜRK SEDDİ
Geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çalışmaları yavaşlattığını ifade ettiği Bulgaristan’ı Türk Akım projesinden çıkarabileceklerini ifade etmişti.
Yine geçen hafta Milli Savunma Bakanlığı, “TANAP ile Avrupa’nın doğal gaz vanası Türkiye’de” paylaşımda bulundu.
Tam Londra’da yapılan NATO zirvesi öncesi verilen bu mesaja dikkatinizi çekelim.
Yine geçen hafta Libya ile Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile güvenlik ve askeri işbirliğinin genişletilmesine yönelik anlaşmalar imzalandı ve Akdeniz’in doğalgaz kaynaklarının Batıya çıkışına adeta bir “Türk Seddi” örüldü.
Ne bereketli bir hafta geçirmişiz diyesi gelmiyor mu insanın?