KRİPTO PARALARLA DÜNYA MERKEZ BANKALARI MI “SHORT”LANIYOR?

Ömer Kayani

İngilizce kullandığımız tabir için kusura bakmayın ama finans piyasalarında sıklıkla kullanılan bu tabir Türkçe’nin bir parçası olmuş durumda.

Bilmeyenler için “shortlama” nedir kısaca anlatalım.

İlgili paritenin/malın/ürünün  değerinin düşeceği beklentisi ile satış yapılması durumudur.

Mesela bugün 100 TL olan bir malın fiyatının 2 hafta sonra 75 TL’ye öngörüsüyle birilerine 90 TL’ye 3 hafta sonra teslim edilmek koşuluyla satıyorsunuz. İşler umduğunuz gibi gitti, 15 TL kar yaparsınız.

Bununla birlikte iş istediğiniz gibi gitmedi ve malın fiyatı aynı kaldı, o zaman 25 TL zarar edersiniz.

Tabii bu iş finans piyasalarında bakkal hesabıyla yapılmıyor. Alınan bu riski sigortalayan kurumlar/sistemler, bu sigortaları da sanki bir ürünmüş gibi elden ele satanlar, bunlara ratingler verip para kazananlar, üzerinde bahisler açanlar ve sıradan insanın beyin çeperlerini zorlayacak türlü şeytani“ticaretler” bulunmakta.

Hal böyle olunca dünyada üretilen toplam malın 10 katı büyüklüğünde finansal bir balon oluşmakta, oluşan balon ise taşınamayacak seviyeye gelince düzenli aralıklarla patla(tıl)maktadır.

Konuyu bilen elitler arasında iseniz her patlama yani finansal kriz sizi “öncesinden yaptığınız shortlama ile zengin ederken”, garibanlara ise biraz daha eriyen alım gücü sonrasında “Allah yardımcımız olsun” demek kalıyor.

Bunları niye anlattık?

KONUMUZ KRİPTO PARALAR

Hisse fiyatı 2020’ye kadar “yüzde 730” artarak yerkürenin en büyük “borsa balonu” haline gelen Tesla ve SpaceX’in kurucu CEO’su Elon Musk, Twitter’da, “Tesla’nın bilançosunun Bitcoin’e çevrilmesinin mümkün olup olmadığını” sordu.

Cevap  ise son aylarda 1 milyar doların üzerinde Bitcoin satın alarak büyük ilgi gören “MicroStrategy” CEO’su Michael Saylor’dan geldi:

“Hissedarlarınıza 100 milyar dolarlık bir iyilik yapmak istiyorsanız, Tesla bilançosunu dolardan Bitcoin’e çevirin. S&P 500’deki diğer firmalar sizi takip edecek ve zamanla 1 trilyon dolarlık bir iyilik haline gelecektir.”

 Musk ise “bu kadar büyük işlemler mümkün mü?” diye tekrar sordu.

Sonrasını anlatmamıza gerek yok. Küresel şirketlerden tüyoyu alanlar vaktin geldiğini anlayarak kripto paralar trenine atladılar.

Unutmadan şu notu da kayda geçelim.

Yine geçen hafta “MicroStrategy” şirketine yüzde 10’dan fazla hisse alarak ortak olan Morgan Stanley bankası “dolaylı olarak” bu şirketin milyarlarca dolarlık Bitcoin yatırımına da ortak olmuş oldu.

Yukarıda işler böyle yürüyor anlayacağınız.

Türk medyası ise son çıkışın ardından “Bitcoin” ve diğer kripto paraları yeniden keşfetti ve tefritlerini bu kez ifratla kapatma manşetlerini ardı ardına patlattılar.

“Artık kesinleşti, Bitcoin altının yerini alıyor.”

“ABD Merkez Bankası’nın korona virüs krizinde parasal genişleme politikasına girmesiyle para basma yeteneği olmayan Bitcoin servetlerini korumak isteyen yatırımcılar tarafından dolara karşı tercih edilir hale geldi.”

Ve daha niceleri.

Yıllardır gelmekte olanı çeşitli mecralarda yazarken hatta bunu iş dünyasında önemli başarılar kazanmış insanlara anlatmaya çalışırken, çoğu zaman bir burun kıvırma ve “bunların canına okuyacaklar” ya da “bitcoin tarihin en büyük üçkağıdı” tepkileri ile karşılaşıyorduk.

Öyleyse gün,dünyayı “yerküreye döktüğü beton nisbetinde görebilen” büyük işadamlarımızla “hesaplaşma günü” diyerek hatırlayalım.

11 Ağustos 2017’de “Bir yıl erken yazılmış yazılar” başlıklı makalemizde tarihte vererek

14 Ağustos 2017, Dijital paranın tarihi yükseliş süreci başlıyor” diye yazmıştık. Sonrasını grafikte görebilirsiniz.

2 Aralık 2015 tarihinde Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin’in para birimi Yuan ya da RMB’nin, Özel Çekim Hakkı’nın (SDR) hesaplanmasında kullanılan sepete alınmasıyla ABD Dolarının bitişinin başlangıcı olabileceğini, Çin’in büyük miktarlarda altın stokladığını ve yakında para birimini altın ile destekleme yoluna gidebileceğini söyleyerek 1988 yılının Ocak ayında yayınlanan “The Economist” dergisinin şu meşhur Zümrüdü Ankalı kapağını hatırlatmıştık.   

“Derginin kapağında “Yeni dünya para birimine hazır olun” başlığı altında bir anka (phoenix) kuşunun ayakları altında yanan dünya para birimleri bulunmakta, kuşun boynunda ise altın renginde ve üzerinde 2018 tarihi olan yeni bir para birimi asılı durmaktadır. Bu bağlamda dünya yönetici elitinin yeni para birimine geçiş tarihini bundan 28 yıl öncesinden planladığını söylemek abartı olmayacaktır. Tabii bunu başarmak için önce bir kaos çıkması, dünya para birimlerine olan güvenin bitmesi gerekmektedir. “Yeni Dünya Düzeni” savunucularının sloganı neydi?

“Büyük kaostan sonra yeni dünya düzeni”

Yukarıdaki iki paragraf 2016 yılı yazımızdan.

Peki şimdi ne duyuyorsunuz?

Korona (büyük kaos) vesilesiyle “büyük sıfırlama” yapma peşinde olanların doğrudan piyasaya çıkarak bunu bizlerle paylaşmasını mı?

Başka ne duyuyorsunuz?

Yeni Amerikan Başkanı Biden trilyonlarca dolarlık parasal genişleme yapacağı sözünü veriyor değil mi?

Sadece Amerika değil tüm dünya merkez bankaları aynı şeyi yapma peşindeler. Yani devletlerin bastığı paraya olan son güveni de bitiriyorlar.

Sonrası?

Amerika, Dolara olan güveni bitirirken bizim Merkez bankamız son 2 yıldır ne yapıyordu peki?

“Amerikan Dolarını sabitleyeceğim” diye tüm rezervlerimizi yakmakla meşguldü.

Sonuç?

Sonuç ortada, siz zaten biliyorsunuz.

Peki ülkenin onca rezervini yakmak yerine bizim bile öngörebildiğimiz tarihte sadece 1 milyar Dolarlık Bitcoin alınsaydı bugün MB’nin elindeki miktar ne olacaktı? 

Yani bugün Elon Musk’ın söylediği işi o günlerde yapabilselerdi.

Ama durun, biz size o günlerde neyi tartıştığımızı, yani Bitcoin’in 10.000 Dolar seviyesinin üzerine çıktığı gün Diyanet’in dijital paralar hakkındaki “yorumu” üzerine kaleme aldığımız 30.11.2017 tarihli “Bitcoin, Diyanet’in yorumu ve dijital İslam dinarı” başlıklı yazımızdan aktaralım.

“Din İşleri kripto paraların merkezi bir otoriteye sahip olmadığına ve bu yüzden devlet teminatı altında olmadığına dikkat çekerken değer kazanıp kaybetme konusunda spekülasyonlara açık olması ve kara para aklamak için kullanıldığı gerekçesiyle şu aşamada dinen uygun olmadığı yönünde soruyu cevaplıyor.”

Bu yoruma çok uzun bir cevap yazmıştık, sütunumuzu verimli kullanmak için alamıyoruz ama en azından o günlerde Bitcoin içinde çıkan gruplar savaşı vesilesiyle sorduğumuz şu iki soruyu aktaralım.

“Bitcoin’in caiz olacağı aşama, Küreselcilerin Bitcoin üzerinde tam hakimiyeti ele geçirdiklerinden sonraki aşama mıdır?

Ve son bir soru:

Diyanet’in yorumunda geçen “Bitcoin ve Etherium” ileride evlenirlerse ve bu evlilikten bir çocukları olursa, mesela ismini de “IMF Coin” koyarlarsa bu nikah cazi olur mu?”

Peki bugün durum farklı mı?

Tüm dünya finans sistemi Korona bahanesiyle iyice içinden çıkılmaz bir hale getirilmiş durumda.

Yeni Amerikan Başkanı olarak kimi tanıdıklarını açıklayan bir Amerikan Genelkurmay Başkanı gördük.

Amerikan Kongresi işgal edildi.

İsmi konulmamış dijital bir diktatörlük ve polis devleti dünyanın her ülkesinde sessizce peydahlanıyor.

Finansal balon patladığında hangi bankaların ayakta kalabileceğini bilemeyen zavallı dünya halkları Bitcoin’e sadece para kazanmak için değil ellerinde avuçlarında kalmış 2 kuruş parayı bankalardan çıkarıp “dijital soğuk cüzdanlarında” saklayabilmek için koşuyorlar.

Bunu yaparken de insanlar bir manada bulundukları ülkelerdeki kendi merkez bankalarının bastığı parayı “short”luyorlar. 

“Güvensizliklerini ifade ediyorlar.”

Ekonomik korkularla baş etmeye çalıştıkları yetmezmiş gibi diğer yandan da Korona korkusu ile canlarından bezdirilerek evlerine tıkılıyor, seyahatleri engelleniyor.

Tüm dünyada intihar olayları büyük bir hızla artarken son özgür nesil yaşlı nüfus özellikle Batı ülkelerinde “imha ediliyor”, genç nüfus ise “eve tıkılarak” boyun eğmeye, hapis hayatına ve kaçınılmaz olarak yeni dijital dünyaya alıştırılıyor.

Bir yandan bankerlerin kripto parası olarak bilinen Ripple (XRP)’a ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından açılan dava üzerinden kripto paraların yasaklanacağı kanısı oluşturulurken diğer taraftan Amerikan Bankalarına kendi kripto paralarını çıkarma benzeri yetkiler veriliyor.

Çin’in devlet bankası ATM’lerinden dijital Yuan’a çevirme uygulaması başlarken, geçen sene Ekim ayında Şangay’da yaptığı bir konuşmada “Bugünün finansal sistemi sanayi çağı’nın mirasıdır. Yeni nesil ve gençler için yeni bir tane kurmalıyız. Mevcut sistemde reform yapmalıyız” diyen Alibaba’nın kurucusu Jack Ma ortalıkta görünmez oluyor.

Bu açıklamadan kısa süre sonra Çin Devleti e-ticaret devi Alibaba hakkında tekelcilik soruşturması başlatmıştı.  

Jack Ma’nın bir diğer şirketinin de dijital ödeme sistemi “Alipay” olduğunu ve Ma’nın bir süre önce sahibi olduğu Ant Grubu Şangay’da borsaya açmak için başvuruda bulunduğunu ve ardından gelen baskı üzerine vazgeçtiğini hatırlatmamıza gerek var mı?

Yani bir başka deyişle Çin, nereye gideceğini henüz tam olarak kestiremediği dijital ödeme sistemli çok büyük bir yapıya kapıları sonuna kadar açmazken diğer yandan kendisi büyük bir hızla çalışmalarına devam ediyor.  

Peki Londra merkezli “Hong Kong Shangai Banking Corporation” yani HSBC’nin kripto para borsalarına para transferine izin vermeyeceğini ve ayrıca bu borsalardan para gelmesi de engelleyeceği  haberini  de duydunuz mu?

Finansal savaş şu an bankerler, ulus devletler, sınır aşan ve nerede duracağına tam olarak karar veremeyen dev şirket sahipleri ve küreselciler arasında kıyasıya yaşanmakta biz ise maalesef suni gündemler içinde boğulmaktayız.

Başörtülü  hakim bana adil davranır mı, darbe iması yapıldı mı, whatsapp bilgilerimi mi çalacak, Boğaziçi üniversitesine rektör ataması demokratik mi?

Gün gelir, geriye dönüp bunlara bakıp gülebilir miyiz, çok emin değilim.

Çünkü cambaza bakarken boşalan ceplerimizin, kaybettiğimiz nesillerimizin/çocuklarımızın ve ödenecek bir ton kredi borcumuzun derdinde olacakmışız gibi geliyor.