GODZİLLA VE KING KONG, YAPAY ZEKALI ROBOTA KARŞI
Ömer Kayani
“Godzilla vs Kong” filmi 2021 yılında gösterime girmişti.
Analize başlamadan önce filmin bilinçaltı mesajlarını anlamamıza yardımcı olacak arka planına ve hikayenin başlangıcına yolculuk etmemiz gerekecek.
Bu yüzden konuyla alakalı iki eski yazımıza başvuralım.
2019 yılında “Godzilla’yı Beklerken” isimli makalemizde şöyle yazmıştık.
“Blockchain ve robotik teknolojilerinin dünyada yapacağı değişim bazı devletler ve halklar tarafından henüz tam anlaşılamamakta ama hayvani bir içgüdü ile fark edildiğinden tedirginlik yaratmaktadır. Ve tüm dünya, inancına göre yıkımı başlatacak bir düdük çalmasını ya da bir nevi Hz. İsrafil’in Sur’a üflemesini ya da Asya halkları gibi büyük yıkıcı canavarları seviyorsa Godzilla’nın ortaya çıkmasını bekler bir durumdadır.”
GODZILLA, TÜM CANAVARLARIN KRALI
Bilmeyenler için Godzilla, devasa ve yok edilmesi imkansıza yakın, gökdelenlerin yanında oyuncak gibi kaldığı bir canlıdır.
İlginç bir hikaye örgüsü vardır “Godzilla” serisi filmlerin.
Yeraltında yaşayan iki dev Titan (dev canavarlara verilen isim) Godzilla ve Shinomura 1945 yılında Hiroşima’ya atılan atom bombası ile uyanır, yeryüzüne çıkar ve etrafı yıkmaya başlarlar. Bu tarihin aynı zamanda Amerikan hegemonyasının dünyada başladığı tarih olduğunu ve ardından gelen soğuk savaşta SSCB (Rusya) ile kapışmaya denk geldiğini vurgulamamıza gerek yoktur herhalde.
Bu iki canavarın kapışması sırasında milyonlar ölünce (filmden bahsediyoruz) Amerikalılar bu yeraltı canavarlarını izleyecek, araştıracak, kontrol altında tutacak “Monarch” (Hükümdar) isimli bir örgüt kurarlar.
Bu “Monarch” örgütünün sembolü de hayli ilginçtir. Sanki dünyada sembol kıtlığı varmış gibi dünyanın en karanlık “küresel” bankası HSBC ile adeta aynı sembolü taşımaktadır örgütümüz.
Tuhaf bir “tesadüf” diyerek geçelim mi?
1973 yılında bu örgüt kafatası adasına araştırma yapmaya gidince King Kong’u keşfederler. Hani şu bildiğiniz ünlü yenilmez dev gorilimiz o yıl keşfedilir anlayacağınız. O yıl dünyada 1973 Arap İsrail savaşı, petrol ambargosu filan da yaşanmıştır ama en önemlisi “Bretton Wood” sistemi bitirilerek doların altına olan çıpalası kaldırılmıştır. Amerika artık karşılıksız dolar basacaktır ve “küresel sermayenin” limitsizce at koşturabileceği günler başlamıştır.
Kısaca dev gorilimiz “King Kong” tarih sahnesine çıkmıştır.
Yıllar içinde serinin diğer filmlerinde benzer büyük yaratıklar ortaya çıkar ve dünya üzerinde savaşırlar. İlginçtir, Godzilla bazen insanlara karşı bazen de insanlarla birlikte diğer canavarlara karşı savaşır.
Hikaye uzun, yerimiz kısıtlı olduğu için hızlıca geçelim.
2019 yapımı “Godzilla – Canavarlar Kralı” filminde dünyanın her yerinde Titanlar (büyük canavarlar) ortaya çıkarak dünyayı yok etmektedirler. Godzilla diğer titanlarla savaşır, savaş sırasında yaralanıp yeraltında yuvasına çekildiğinde insanlar ona yardım için deniz altında atom bombası patlatırlar. Çünkü radyasyon Godzilla’yı yok etmemekte, tersine iyileştirerek gücünü artırmaktadır. (Bu arada Rusya’da patlayan nükleer füze meselesi, ya da kaza yapan nükleer denizaltısı mevzusu film çıktığında henüz yoktu. Acaba birileri aslında “Godzilla’ya mı yardım etti” diye insan düşünmeden edemiyor.)
Godzilla insanlarla işbirliği yaparak en büyük 3 başlı lider titan Ghidorah’ı yenince diğer titanlar da filmin sonunda Godzilla’nın hükümdarlığını kabul ederler.
Film kısaca böyle ve gelecek sene yani “Amerikan başkanlık seçimlerinin olduğu 2020 yılında” serinin yeni filmi gösterime girecek.
2020 yılında gösterime girecek bu filmde kimler kapışıyor dersiniz?
1945’de ortaya çıkan “Godzilla” ile 1973’de ortaya çıkan “King Kong” diyenler yanılmadılar.
Filmin adı “Godzilla vs Kong” ve filmin tanıtım afişinde “birinin yıkılacağı” yazıyor.
2020 yılında birinden biri yıkılacakmış anlayacağınız.
Kapışmanın çok kanlı geçeceğini şimdiden tahmin edebiliyoruz.”
2019 yılında kaleme aldığımız yazımızın bir kısmı işte böyleydi ve malumunuz 2020 yılı başından itibaren tüm dünya Kovid-19 pandemisi ile uğraşmış, Amerikan Başkanı Donald Trump ikinci dönem seçilememiş, Hong Kong’da uzun süredir devam eden demokrasi yanlısı gösteriler bıçak gibi kesilmişti.
Nitekim bundan altı ay kadar sonra 2020’de kaleme aldığımız “Godzilla, King Kong, Joker, Robin Hood; Z – Savaşlari için herkes sahada” başlıklı makalemizde konuya şöyle devam etmiştik:
“Peki biz bu satırları kaleme aldıktan 3-4 ay sonra ne oldu?
Biz Godzilla büyüklüğünde bir şeyler beklerken ortaya çıkan gözle görülemeyecek küçüklükte bir canlı yani “Kovid – 19”, tüm dünyayı kasıp kavurdu.
Ülkelere diz çökertti, ABD başkanı Trump’ı koltuğundan etti, savaşı bir sonraki seneye taşıdı.
Yani 2020 yılında karşı karşıya gelecek olan “Godzilla ve King Kong” kapışması da “Kovid-19” etkisi nedeniyle vizyon tarihini 2021 yılına erteledi.
Anlayacağınız çok beklenen kapışma bu senenin Mayıs ayında sahnelenecek ve afişlerde verilen mesajlara göre savaşın sonunda “sadece bir tanesi ayakta kalabilecekmiş”.
(…) İşte dünya bu durumdayken “King Kong – Godzilla’ya karşı” filminin ilk tanıtımı bir yıl gecikmeli olarak yayınlandı, bu sene Mayıs ayında gösterime girecekmiş.
Tanıtım fragmanının başında “King Kong” dev bir mavnaya bağlı olarak Amerikan Donanmasının elinde okyanusta dolaşmaktadır.
Ekranda gözüken savaş uçaklarının ve uçak gemilerinin görüntüsüne şöyle bir anlatım bindirilmiş.
“Bu bizim son şansımız, kullanmak zorundayız. Gelmekte olanı durdurabilmek için King Kong’a ihtiyacımız var, dünyanın ona ihtiyacı var. Ve onunla iletişim kurabilecek olan tek kişi bu çocuk.”
Koskoca King Kong’la iletişim kurabilen tek kişi bir çocuk, ilginç değil mi?
Burada “barışsever” küreselci kardeşlerimizle sadece “yeni nesil/z kuşağı” iletişim kurup “gelmekte olan savaşı ancak onlar durdurabilir” mesajı var diyorsanız bizce çok mantıklı bir sonucu vardınız demektir.
Ama fragmanın sonu çok daha ilginç.
Godzilla ve King Kong’un savaşında sadece bir tanesi ayakta kalacak ve diğeri kaybedenin önünde eğilecektir.
Ve her iki düşman bir yılı aşkın süredir demokrasi yanlılarının gösterilerine sahne olan “Hong Kong” gökdelenlerinin arasında son kez karşı karşıya gelirlerken ve herkes kimin kimin önünde eğileceğini tartışırlarken uzmanımızın ağzından şu cümleler dökülür.
“King Kong kimsenin önünde eğilmez.”
Kısmetse bu baharda göreceğiz diyelim…”
2019 ve 2020 yıllarında “Godzilla” ve “King Kong” filmleri ile ilgili yaptığımız analizler işte böyleydi.
Gecikmeli olarak 2021 yılında vizyona giren “Godzilla vs Kong” filminin analiziyle konumuza devam edelim.
King Kong, bundan sonra kısaca Kong diyelim, “Kafatası adasında” kontrollü bir koruma alanı olan Monarch’ın 236 mumaralı karakolunda tutulmaktadır. Gökyüzü gibi gözüken şey aslında içinde tutulduğu kubbedir. Kong durumun farkındadır ve huzur dolu gibi gözüken bu hapishanede tutulmasından dolayı öfkelidir.
Kong’un hapis tutulduğu tesisi yöneten iki kişinin konuşmalarından filmin ilk mesajlarını alıyoruz:
- Habitat daha fazla dayanamayacak.
- Tesis dışı çözümleri düşünmeye başlamalıyız.
- Ada onu izole eden tek şey. Eğer buradan giderse Godzilla peşine düşer. Aynı anda iki tane Alfa Titan olamaz. (…)
- Zamanla çok fazla büyüdü. Bu çevre daha fazla tutamaz. Fazla dengesiz, sinirli.
- Tesis dışına çıkması ölüm anlamına gelir.
- Kral (Kong) başının çaresine bakamaz mı sence?
- Başka bir yolu olmalı.
Godzilla’nın ABD’yi, Kong’un Küreselcileri sembolize ettiğini daha önce anlattığımıza göre konu açıktır.
İki güç aynı anda dünyaya hükmedemeyeceğinden küresel sermaye kendisine çizilen sınırların dışına çıkarsa Amerika tarafından saldırıya uğrayacaktır. Zamanla çok büyüdüğü için artık belli sınırların içinde kalmak istemeyen küresel sermayeyi Amerika ile çatıştırmadan bir “orta yol” bulunmaya çalışılmaktadır.
Bu kısa girişten sonra filmin kare kare incelenmesi gereken yaklaşık iki buçuk dakikalık jeneriği başlıyor.
Ne mesajlar yok ki bu jenerikte:
- Titanların orijinlerini öğrenmenin insan ırkının ırkının hayatta kalması için mutlak bir gereklilik olduğundan,
- Yeryüzünün iç kısmının doğal yollarla birleşen geniş hücreler ve hava ceplerinden oluştuğuna,
- Antartika‘nın bilinmeyen hazinelerini keşfetmekten,
- Dışarıda bir yerlerde bizim gibilerin hayal edemediği bir ekosistem olduğuna kadar her şey var.
Peki orayı bulmanın yolu nereden geçiyormuş?
Malumunuz her şeyin başladığı ünlü “Kafatası adasından”.
Peki bu ada tam olarak nerede hiç dikkatinizi çekti mi acaba?
Hani şu 2023 yazında cayır cayır yanarken tuhaf bir şekilde Amerikan hükümetinin sadece seyretmekle yetindiği ve sonrasında da insanların evlerini yeniden yapmalarına engel olmak için her şeyi yaptığı “Hawai” adalarınınbiraz daha güneyinde bulunuyor bu her şeyin anahtarı olan “Kafatası adası”.
İlginç mi?
Başlangıç jeneriğinde duyduğunuz anlatımın yanında, filmi çok yavaşlatsanız bile zorla görebileceğiniz şekilde gizlenmiş olarak ekrana yansıyan yazılar var. Burada antik savaşlara, dünyanın gizli tarihine ve ortası boş dünya gibi kavramlara atıflar yapılıyor.
Bu kısımları mistik ve ezoterik konulara ilgi duyanlara tavsiye ederek geçiyoruz.
Yine başlangıç jeneriğinde Godzilla ve Kong arasında yaşanacak çatışma öncesi kimin kimleri yenerek er meydanına çıkmaya hak kazandıkları çok güzel bir grafikle anlatılmış.
Godzilla’nın (ABD) arkasında yendiği 10 -12 kadar düşman görünürken Kong’un (Küreselciler) arkasında 2 tane gözükmektedir. Biri 1990’lar sonrası Rusya desek diğeri hangi ülkeyi temsil ediyor dersiniz?
Daha fazla uzatmadan gelelim filmin asıl konusuna.
Kong Kafatası Adasında yapay bir ortamda tutulmaktadır. Onunla işaret dili kullanarak iletişim kurabilen tek kişi işitme engelli olan küçük bir kızdır. Hani Kong cep telefonu kullanabilse belki de emojiler yoluyla anlaşacaklar.
Kong sadece yeni nesil ile iletişim kurabiliyor mesajı gibi geldi mi size?
Uzun süredir ortalarda görünmeyen Godzilla isebirden ortaya çıkarak Florida’da bulunan “APEX Sibernetik” firmasının tesisine saldırınca bu tesiste gizli bir cihazın olduğu ortaya çıkıyor.
Detaylarda kaybolmadan kısaca gidersek APEX’in tıpkı “Elon Musk” gibi çılgın fikirlerle dünyanın parasını kazananCEO’su, kahramanlarımızdan içi boş dünyanın yolunu bularak orada var olan çok güçlü ve sınırsız enerjiye şirketin ulaşmasına yardımcı olmalarını istemektedir. CEO’muza göre Godzilla o enerjiden gücünü almaktadır ve Godzilla ile savaşabilmek için APEX o enerjiye ihtiyaç duymaktadır.
Hani dünyanın petrol enerjisini askeri üsler, deniz yolları hakimiyeti ve petro-dolar sistemiyle elinde tutan ABD gibi.
Dünyanın merkezine ulaşmak size kurgu film fantazisi gelmiş gibi olabilir.
Gelmesin, bu konuda büyük bir yarış var.
“Çin, görünüşe göre dünyanın merkezine doğru bir yolculuğa çıkmış durumda. Ülke geçtiğimiz hafta, sondaj teknolojisini test etmek ve Dünya’nın yeraltı yapısını daha iyi anlamak için Çin tarihinin en derin çukurunu kazmaya başladı ve bu amaçla ilk deliği açtı.(…) Bu delik, yeryüzünün çeşitli katmanları olan 10 kıtasal tabakayı keserek ilerleyecek. Tamamlandığında Kretase sistemine kadar ulaşacak ve bu tabakanın içindeki kayalar 140 milyon yıldan daha eski bir tarihe sahip.” (6 Haziran 2023)
“SSCB‘nin ardından, Almanya, Japonya ve Çin de ‘cehennem’ denilen dünyanın merkezine inmek için uğraşıyor. Çin, ilk okyanus sondaj gemisi Mengxiang ile yer kabuğunun 9 bin kilometre altına ulaşmayı planlıyor. Çin, eğer bu misyonunda başarılı olursa insanlık üst mantoya ilk kez ulaşacak. Yeni bilgiler getirecek ve belki de Dünya bilimsel araştırmalarında yeni bir çığır açacak.” (29 Ocak 2024)
Filme dönersek, kendisinden dünyanın çekirdeğine ulaşabilmek için yolu bulması istenen bilim adamının aklına bir fikir gelir. Kong oradan geldiğine göre yolu bilmektedir ama tutulduğu adadan dışarı adımını atması halinde Godzilla’nın saldırısına uğrayacağı da kesindir.
Yani, dünya deniz ticareti/enerji yollarını tutan hegemon güç ABD ve ona karşı olan ama onunla doğrudan çatışmaya girmeden “İpek Yolu” gibi karadan alternatif güzergahlar bulmaya çalışan Çin’in durumu filmde iki Titan üzerinden bu kadar mı güzel anlatılabilir diye aklınıza geliyordur muhtemelen.
Sadede gelirsek, bilim adamı görevi kabul eder, APEX CEO’su ona dünyanın merkezine gidebileceği uzay gemisi teknolojisini verir, Kong’un bakıcısı yolu göstermesi için Kong’un yardımcı olması fikrini kabul eder ve birlikte yola koyulurlar.
Kong Amerikan uçak ve savaş gemileri filosu eşliğinde bir mavnaya konulup götürülürken beklenen olur ve Godzilla denizde Kong’a ve filoya saldırır.
Şimdi burada aklınıza şu soru düşmüş olabilir.
“Kong küreselcileri temsil ediyor ise neden ABD savaş filosu tarafından taşınıyor?”
Küreselcilerin vatansız para olduğunu ve ele geçirebildikleri her ülkeyi kullandıklarını, ABD’nin de bu parazitlerin en büyük yuvası olduğunu aklınızda tutun. Zaten dünya üzerinde küreselcilerle ulusalcıların arasında yaşanan en büyük savaşın ABD üzerinde yaşandığını da lütfen not ediniz.
Zaten Kong’da ABD donanması eşliğinde seyahat ettiği mavnada zincirlidir (burada zincir/ esaret vurgusu önemli) ama filmin başındaki mesajlarda dikkatinizi çektiğimiz üzere Kong artık bu esaret hayatından sıkılmıştır.
Godzilla ve Kong’un denizdeki savaşı çetin geçer. Kong’u taşıyan ABD filosu Godzilla tarafından neredeyse tamamen imha edilir. Kalan gemiler kendilerini kapatıp hareketsiz kalınca Kong’u öldürdüğünü zanneden Godzilla çeker gider.
Şimdi hatırlayın.
Bu film ne zaman gösterime girecek demiştik?
2020 yılı ama Kovid 19 pandemisi yüzünden gösterim 2021 yılına ertelenmişti.
Peki 2020 yılının haberlerini hatırlıyor musunuz?
Amerikan uçak gemileri pandemi yüzünden nasıl okyanuslardan kıyılara çekilmişler ve 2019 yılından beri ABD ile Çin’i karşı karşıya getiren demokrasi yanlılarının Hong Kong gösterileri nasıl eninde sonunda bitirilmek zorunda kalınmıştı?
Hani filmin sonunda Godzilla ve Kong’un karşı karşıya geleceği savaş alanı olan Hong Kong’dan bahsediyoruz.
Yani anlayacağınız bu olaylar yaşanmadan önce filmi çoktan çekilmiş ve gösterime girmeyi bekliyordu.
İlginç mi?
Neyse filmi sonuna sarmadan önce kalanını da özetleyelim.
Amerikan küreselcileri azimlidir. Kong’u denizden götüremeyince bu kez havadan Antartika’ya götürürler. Kong evine yani dünyanın boşluğuna giden yola girince onu takip ederek boşluğa bulurlar.
Onlar boşlukta seyahat ederlerken filmin diğer kahramanları ise APEX firmasının Florida’da Godzilla tarafından saldırıya uğrayan tesisinden aynı firmanın Hong Kong tesislerine kadar uzanan gizli bir hyperloop (hani şu Elon Musk’ın denemelerini yaptığı) tüneli keşfederler.
Amerika’dan Çin’e uzanan gizli bir yeraltı tüneli size de ilginç bir mesaj gibi geldi mi?
Gizlice trene binen kahramanlarımız şirketin Hong Kong tesislerinde bir “Mechagodzilla” yani Godzilla’nın robot versiyonunun üretilmiş olduğuna tanık olurlar. Bu robot yapay zeka ve “nörolink” (yine Elon Musk vurgusu) ile bir pilot tarafından telepatiyle yönetilmektedir.
Daha da ilginç olan ise Godzilla’nın beş sene önce yenerek öldürdüğü 3 başlı Ghidorah’nın koparılmış kafalarından birisine bağlanan nörolink aracılığıyla bu telepatik yönetim sağlanmaktadır.
Son beş senede değil ama son 20 küsur yılda ABD’nin (Irak, Afganistan, Suriye vs) pardon Godzilla’nın kopardığı kafaların sayısını size bırakarak devam edelim.
APEX CEO’su Çin Hong Kong’unda yarattığı Mechagodzilla’sı için çok büyük bir enerjiye ihtiyaç duymaktadır ve bu enerjiyi dünyanın boşluğundaki enerjiden sağlayabilmeyi umut etmektedir.
Yani Hong Kong’da (Çin) mekanik bir Godzilla (ABD) yaratıyorsunuz ama devasa bir enerji kaynağı olmadan işlerinizi göremiyorsunuz çünkü size enerji sağlayabilecek önemli ülkelerin kafası koparılmış gibi.
Senaristlerin dünya siyasetini fantazi filmlere bu kadar güzel dökebilme yeteneği sizleri de şaşırtmıyor mu?
Ve sonuca gelirsek;
Kong ekiple birlikte dünyanın boşluğuna iner ve orada atalarının kadim savaşlarından kalan ve Godzilla‘nın sırt plakalarından yapılmış parlak bir balta bulur. İstedikleri güç kaynağını tespit eden APEX ekibi ise bu gücün şifrelerini Hong Kong üssüne gönderir. Bu güç Mekagodzilla‘yı harekete geçirir ama robot artık kimsenin kontrolünde değildir. Güç ve kral Ghidorah’tan aktarılan yapay bilinci onu kontrol edilemez hale getirmiştir.
Nasıl oluyorsa her şeyi fark edebilen Godzilla ise Kong’un Çin’de olduğunu hissetmiştir ve Hong Kong’a gelerek Kong’u yeraltından çekip alır. Hong Kong sokaklarında iki eski düşman birbirlerine girerler. Godzilla tam Kong’u alt ettiği sırada Mekagodzilla’da savaş alanına gelerek şenliğe katılır. Yenilmez Godzilla bu kez savaşı kaybetmek üzere iken Kong’da Godzilla’nın yanında bu kez müttefiki olarak savaşa girer.
Kong ve Godzilla’nın yaptıkları ittifaka rağmen yapay zekalı süper enerjili robot Mekagodzilla her ikisini de alt etmek üzeredir. Devam eden savaşı APEX Hong Kong ofisinden seyreden kahramanlarımız ne yapsalar yapay zekalı robotu durduramazlar. En sonunda içlerinden birisinin aklına basit ama etkili bir yöntem gelir. Kontrol paneline su dökerek Mekagodzilla’ya kısa devre yaptırılır.
Anlayacağınız birileri en son kertede “elektrikleri kesiverir.”
Burada kısa bir not düşelim.
2020 yılında “Doğal Olmayan Zeka” başlıklı bir yapay zeka makalesi kaleme almış ve yazımızın sonunda şu zorunlu açıklamayı yapmıştık.
“Gelen yorumlardan bazı makalelerimizin okuyucularımızı ürküttüğünü ve bir parça umutsuzluğa sevkettiğini anladık. Ülkemizin bitmek bilmeyen kısır çekişmeleri yerine geleceğimizi tehdit eden olayları ve fırsatları yazmaya gayret ediyoruz. Daha çok tehditler odaklı yazmış olabiliriz ama her tehdit mutlak suretle (eğer görebilirsek) içinde bir bertaraf etme mekanizmasını da barındırmaktadır. Koskoca filler kuşların attığı minik taşlarla tarumar olurken, (haşa) tanrı addedilen Nemrut minik bir sinekle canından olmuştu.Yeter ki biz farkında olalım, üzerinde çalışalım, düşünüp kafa yoralım. Yapay tanrılığa soyundurulduğunda yapay zekaya can veren elektriği kesecek birisi elbette çıkacaktır. Biz ya da Yaratan.”
İşte filmde de aynen bu şekilde Mekagodzilla kısa devre yaptırılınca bunu fırsat bilen Godzilla, Kong’un elindeki kendi sırt plakalarından yapılmış baltasını “atomik nefesiyle” şarj ederek Kong‘un Mechagodzilla‘yı parçalarına ayırmasını sağlar.
Godzilla ve Kong, kendi yollarına gitmeden önce birbirlerini son bir defa kükrerler, Kong elindeki savaş baltasını yere atar ve ikili bir çeşit barış yaparlar.
Godzilla denize dalıp kendi bölgesine giderken Kong’dayeni evi olan dünya boşluğuna döner.
Her şeyi denetleyen “Monarch” şirketi ise burada bir gözlem noktası kurar ve film sona erer.
Filmi özetleyip ana fikri anladığımıza, “Godzilla’nın ABD” ve “Kong’un küreselcileri” sembolize ettiğine karar verdiğimize göre gelelim aralara serpiştirilmiş mesajlara.
Filmin daha başında Godzilla’nın yendiği düşmanlar tanıtılırken “Titanus Muto” isimli dişi titanı görüyoruz. Ölüm nedeni içten patlama yada siz onu çöküş olarak düşünün. Godzilla ağzından radyasyonu düşmanının ağzına boşaltarak öldürmektedir ve bu düşmanın içeriden patlamasına neden olmaktadır.
Peki şimdi bu düşmanı, Rusya’nın 1990’larda çöküşünden önceki hali olan SSCB ve Varşova paktı olarak düşünün. “Titanus Muto” dişiymiş yani Rusların folklorik olarak ülkelerine verdikleri “Rusya Ana” (mother Russia) isimlendirmesi gibi, değil mi?
Peki SSCB nasıl çökertilmişti, içeriden mi?
Ya Varşova Paktının durumu kabullenmek istemeyen (Romanya gibi) ülke liderleri için SSCB’nin son Başkanı Gorbachev ne yapmıştı? Her birini teker teker ziyaret ederek çöküşe ve yeni düzene ikna etmeye çalışmış, gittiği her ülkede liderleri geleneksel selamlamaları ile öpmüş ve yeni durumu kabullenmek istemeyen ülke liderinin başına “Romanya gibi” şeyler gelmişti.
O zamanlarda Gorbachev’in bu ziyaretleri için ne denilmişti hatırlayanınız var mı?
“Örümcek öpücüğü” yani öldüren öpücük.
Tıpkı Godzilla’nın içeriden patlatan radyoaktif ölüm öpücüğü gibi, SSCB’de içeriden çökertilmişti.
Hollywood filmlerinde bu tip siyasi bilinçaltı mesaj yerleştirmeleri her zaman yapılmaktadır.
Konuyu dağıtmadan şu örneği de vermiş olalım.
SSCB’nin çöküşe giden günlerinde çekilen ünlü Rocky serisinin 4. filminde (1985) dünya şampiyonu Amerikalı boksör Rocky Balboa Moskova’da Rus boksörün karşısına çıkmak üzeredir. O sırada maçı anlatmak için ring kenarı masalarında oturan spiker ve muhabirlerin olduğu yerden çok hızlı bir görüntü geçerek iki ülkenin isimleri özellikle aydınlatılır.
“Japonya” ve ardından “USSR” (SSCB yani bugünkü Rusya)”
Mesaj açıktır.
II. Dünya savaşı ile Japonya’yı haklayan ABD, soğuk savaşı sonlandırarak şimdi de Rusya’yı devirecektir.
Nitekim Rocky çok uzun bir maçın sonunda yenilmez gibi gözüken Rus boksörü nakavt ederken maçın yarısından itibaren taraf değiştirerek onu alkışlayanlar Rus seyircilerdir.
Rus halkının “komünizmden kapitalist sisteme geçişinin sembolizmi” ancak bu kadar güzel verilebilirdi.
Konuyu daha fazla dağıtmadan gelelim diğer mesajlara.
Godzilla Amerika Florida’da APEX şirketinin merkezine saldırdığında CNN haberi;
“Godzilla artık bizi canavarlardan (titanlar) korumuyor” diye bir manşetle geçerken spiker Godzilla’nın “bir zamanlar kahraman kabul edildiğine” vurgu yapmaktadır.
O zaman sizlere uzun süredir ABD içinde “NATO” üzerinden sürdürülen savaşı hatırlatalım mı?
Yukarıdaki cümleyi “ABD artık bizi düşmanlarımızdan korumak istemiyor” diye değiştirsek tam olarak uyuyor mu?
Ama bu “tesadüfler” daha bitmedi.
2019 yılında gösterime giren “Godzilla, Canavarlar Kralı” filmi 5 yıl önce “uzaylı” DNA’sı taşıyan üç kafalı Kral Ghidorah’ın alt edilmesinden sonrasını anlatıyordu.
Beş yılı olmasa da üç sene öncesinde yani 2016 yılında ABD’de Başkanlığı Trump kazanmış ve Birleşmiş Milletlerde tüm dünyaya yaptığı konuşmasında açıktan “küreselleşme bitti” demişti, hatırladınız mı?
Konuyu tamamlamak adına, Godzilla’nın yendiği şu 3 kafalı Kral Ghidorah’ın “uzaylı” DNA’sı taşımasına atfen “büyük bütçeli / mesaj verme amaçlı üretilen film ve dizilerdeki uzaylı karakterinin, kendini hiç bir dil/ırk/vatana bağlı hissetmeyen küreselcileri temsil ettiğini” düşündüğümüzü eski yazılarımızdan alıntılayarak tekrardan vurgulamış olalım.
Gelelim filmden bir diğer nota.
Hong Kong Çin’de yapay zekalı robot Mekagodzilla’yı üreten APEX firmasının CEO’su (siz buna Elon Musk deyin) Godzilla’nın kendi tesislerine saldırması sonrası şunları söylemektedir.
“Meselemiz daha güvenli bir dünya için hep beraber çalışmaktır. Godzilla insanlığa karşısında bir tehdittir ve Apex’in bu tehditle nihai olarak başa çıkmak için bir planı var.”
Filmde konuyu Godzilla açısından analiz edenlerin ise bu söyleme karşılığı şöyle oluyor.
“Godzilla provoke edildiğinde saldırıyor, konu bu. Florida tesisleri ise APEX’in kıyıda bulunan tek gelişmiş robotik laboratuvar merkezi. İkisini birleştirin işte cevabınız. APEX tüm sorunun tam ortasında duruyor.”
Yani konu buymuş.
İyi ki fantastik canavar filmi anlatıyoruz.
Konu bir de uluslararası ilişkilerle alakalı olsa işin içinden çıkamayacağız.
Filmde bahse konu firmanın “APEX” ismi de oldukça ilginç bir seçim olmuş.
APEC (Asya Pasifik İşbirliği Teşkilatı), yani Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik gelişmeyi ve refah düzeyini daha ileriye taşımak ve Asya-Pasifik Topluluğu arasındaki bağları güçlendirmek amacıyla 1989 yılında kurulmuş olan teşkilat malumunuzdur. Asya Pasifikte 21 ülkenin üyesi olduğu teşkilat dünya nüfusunun yüzde 40’ına, dünya GSYMH’sinin yüzde 56’sına ve dünya ticaret hacminin yaklaşık yüzde 48’ine tekabül etmektedir.
İşte sanki filmde bu teşkilatın ilk 3 kelimesi yani “Asya Pasifik Ekonomik” kısmı alınmış “işbirliği” kelimesi ise atılarak yerine adeta Elon Musk’ın X’i eklenerek APEX şirketinin ismi bulunmuş gibi duruyor.
Yani “işbirliği” kısmının yerini “X” almış.
Bununla birlikte konu BRICS ülkelerinin ABD’ye, pardon Godzilla’ya oluşturduğu tehdite daha çok benziyor diyorsanız size de haksızsınız diyemeyeceğiz.
Sonuçta fantazi canavar filmi anlatıyoruz, herkesin fantazisi kendisine.
Gelelim filmden ilginç repliklere.
“İşte Godzilla bu yüzden APEX tesislerine saldırdı. APEX Godzilla’nın yerine Mekagodzilla’yı geçirmek istiyor.”
“Sadece bir tane alfa olabilir. Bu ilahi bir yazgı gibi.”
“O (Mekagodzilla) artık kendi kendine düşünüyor (yapay zeka). Monarch’ı uyarmamız lazım.”
“Düşman Godzilla değil Mekagodzilla (yapay zekalı robot).”
Ve son olarak APEX CEO’su diyor ki;
“Yarattığımız şeye güveniyorum. İnsanlık tekrardan APEX’in canlıları olacak.” (Yani şirkete ait canlılar haline gelecekler.)
Ve bu filmin analizini bitirmeden şunları da not etmiş olalım.
- Filmde milenyumun en önemli güç kaynağı keşfediliyor.
- Yapay zekalı robot Mekagodzilla kendi yaratıcısı olan APEX CEO’sunu öldürüp herkese saldırıyor. Kendisini yaratanı öldürme mesajı burada oldukça ilginç.
- Godzilla’nın ağzından çıkan ışın mavi renkli iken Mekagodzilla’nın ağzından çıkan ışın kırmızı renkli. Sizce bu NATO tatbikatlarından dost kuvvetleri temsil eden mavi renk ile düşman kuvvetleri temsil eden kırmızı renklere atıf olabilir mi?
- Mekagodzilla gerçek Godzilla’yı Hong Kong sokaklarında yenip onunla yerleri paspaslarkan imdadına kadim düşmanı Kong’un yetişmesi, Godzilla’nın son bir güçle ağzından çıkardığı mavi ışınla Kong’un baltasına radyasyon yükleyerek onu güçlendirerek Mekagodzilla’yı yenmesini sağlaması da sizce ilginç değil mi?
Anlayacağınız yapay zeka alanında ülkeler arasında her ne kadar büyük bir rekabet ve savaş olsa da içten içe büyük bir kaygı ve endişe de var.
Bu da savaşan tarafları zaman zaman mecburi işbirliklerine de yöneltiyor.
Dikkatimizi çeken son bir sahneyi de başka bir filmle kıyaslayarak yorumu size bırakarak filmi bitirelim.
Kong’un mekanik bir titan olan Mekagodzilla’nın kafasını kopardıktan sonra göklere doğru verdiği poz bize bir başka titanlar savaşı konulu filmin afişini hatırlattı.
Sizce bir manası var mıdır yoksa sadece bir tesadüf mü?
Ama Kong ve Godzilla’nın işbirliği bitmedi ve bir sonraki filmde çok daha ilginç mesajlarla devam etti.
Kısmetse bir sonraki yazımızda.