“Türkler bu akşam Palace Hotel’de seksen kişinin davetli olduğu ilk büyük yemeklerini verdiler. Yemekten ayrılmayı arzu ettiğimiz anda İsmet bizleri kolumuzdan tutup bitişikteki odaya soktu, yeşil chartreuse likörü sipariş etti…
Kadehleri daha önce benzeri görmediğim bir hızla birbiri ardına yuvarlamaya koyuldu. Ortada hiçbir şey yokken candan kahkahalar atıyordu…
İsmet, ABD’yi görmek istediğini söylediğinde ise çarpıcı ayrıntılarıyla kendisini nasıl Paris ve Londra’ya götüreceğimizi, ardından Birleşik Devletler’i baştan aşağı gezdirerek Niagara Şelalesi’ni, Colarado Kanyonu’nu, Beyaz Saray’ı göstereceğimizi söyledik. Bunun için yapması gereken şey şu iki antlaşmayı imzalamaktan ibaretti: Önce müttefiklerle sonra bizimle olan antlaşmalar!
İsmet büyük bir gusto ile dizine vurdu, yeşil chartreuse’dan iki bardak daha yuvarladı. Eğer antlaşmalar hazır olsaydı, büyük ihtimalle her şeye orada imzayı basacak durumdaydı…”
(Lozan Günlüğü, Multilingual, 2001, Sayfa: 81-82)Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandı…
Antlaşmadaki otuz altı Gizli Madde bugüne kadar günışığına çıkmadı. O gizli maddelerden birisi de Hilafetin Kaldırılması’dır!Hahambaşı Haim Nahum (1873-1960) Lozan’daki Türk heyetinde yer aldı: İsmet İnönü’nün başdanışmanıydı…
Nahum, 1900-1904 yılları arasında Yüksek İstihkâm ve Topçu Okulu’nda Fransızca öğretmenliği yaptı. Talebeleri arasında İsmet İnönü de vardı! İsmet Paşa, 14 Şubat 1901 tarihinde girdiği topçu okulunu 1 Eylül 1903’te bitirdi.
Esther Benbassa’nın yazdığı “Son Osmanlı Hahambaşısı’nın Mektupları” adlı kitapta “Haim Nahum, 1919’dan sonra Mustafa Kemal’in adamı olmuştur”cümlesini okuyoruz. (Milliyet Yayınları, Sayfa: 45)
Lozan Konferansı’nda görüşmelerin sürdüğü dönemde Paris gazetelerinden birinde çıkan bir haberde Haim Nahum’un “Endişe edilmesin. İsmet, benim ahbabımdır. Sözümden çıkmaz. Lozan’da işleri düzeltirim” dediği yazılmıştır!
Haim Nahum’un İngiliz heyetiyle görüşmelerde arabuluculuk yaptığı aşikârdır. Başta “Hilafetin Kaldırılması” olmak üzere “gizli maddelerin kabul ettirilmesindeki” en etkili isimdir!İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Percy Loraine, 26 Ekim 1938’de Londra’ya gönderdiği gizli mesajda “Atatürk krizi atlattı, ancak hastalığının öldürücü olduğunun farkında değil” diyordu!
Percy, “Atatürk’ün hastalığında kabinede tam bir uyum vardı. Her önemli konuda İnönü’ye danışılmıştır. Lütfen Kral’a bildiriniz” diye yazmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk ise 5 Eylül 1938’de vasiyetini yazdırdı!
Vasiyetinin bir kısmı sansürlenmiştir! Vasiyetinin sansürlenen bölümlerinin bulunduğunu uzun seneler sonra öğrenen Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dır!
Ondan önceki Cumhurbaşkanı olan (12 Eylül’ün lideri) Kenan Evren 1988 yılında (Çankaya Köşkü’nde iken) Atatürk’ün vasiyeti ile alakalı olarak bazı bilgilerin açıklanmasını “sakıncalı” görmüştü!
Mustafa Kemal Atatürk’ün sansürlenen vasiyetinde (mesela) “Hilafetin Kaldırılması hakkında” bir cümle veya bölüm var mıdır?Münir Ertegün (1883-1944) Lozan Konferansı’ndaki Türkiye delegasyonunda”hukuk danışmanı” olarak yer aldı. 1934 yılında Türkiye’nin Washington Büyükelçisi oldu. 11 Kasım 1944 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda edene kadar bu görevini sürdürdü…
ABD’nin Türkiye’deki Eski Rejim’i (Baronsal Üst Yapı) İngiltere devletinden devraldığı tarih, 11 Haziran 1944’tü: İkinci Cihan Harbi’nin gidişatını değiştiren Normandiya Çıkarması’nın “sadece beş gün sonrasından” söz ediyoruz!
Yani, kapalı kapılar ardındaki bu hadise gerçekleştiği sırada; Mister Ertegün Washington büyükelçisiydi…Ertegün Ailesi’nin “İbrani asıllı” olduğuna dair ciddi iddialar vardır!
İkinci Dünya Savaşı’nın sembolü sayılan savaş gemisi USS Missouri 5 Nisan 1946’da İstanbul’a gelmiştir.
Gemide 1944’te Washington’da ölen Münir Ertegün’ün naaşı yer alıyordu! Söz konusu savaş gemisinin ziyareti, Soğuk Savaş’ın başlangıcında “Komünizme karşı ABD sizi koruyacak!” illüzyonunu simgeliyordu. ABD’nin Türkiye’deki derin egemenliği de böylelikle perçinlenmiş oluyordu!
O günlerde henüz altı yaşında olan Fetullah’ın, Erzurum’da Komünizmle Mücadele Derneği’ni kurmasına daha on dokuz sene vardı!26 Ocak 1949’da İstanbul’a yeni gelen Rum Ortodoks Patriği Athenagoras, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye ABD Başkanı Harry Truman’dan bir mesaj getirmiştir!
Türkiye, 28 Mart 1949’da “İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke” oldu! Tanıma kararının altında Cumhurbaşkanı İnönü’nün imzası yer alıyordu.
Tamer Korkmaz Yenişafak