Önce sessiz sedasız İslam ülkeleri ortak istihbarat teşkilatı kurdunuz.
Sonra yetmedi İslam ordusu kurdunuz bir de üstüne 3 haftalık tatbikat yaptırdınız.
Katar’a, Somali’ye üs kurdunuz.
2.5 milyon Suriyeli ye kendi sınırlarınız içinde yeni ülke kurdunuz.
NATO’nun bile tarihi boyunca yapamadığını yaptınız ve Rus uçağını vurdunuz.
ABD’ye açıktan kafa tuttunuz ve bu coğrafyada benim borum ötecek dediniz.
Yetmezmiş gibi şimdi de İslam İnterpolü kuruyormuşsunuz.
Erdoğan, İslam İşbirliği Zirvesi’nde, üye ülkeler arasında teröre ve diğer suçlara karşı iş birliğini güçlendirecek bir teşkilat önerdi. Terör konusunda Türkiye’nin yaptığı ikazlara kulak vermeyen ülkelerin bu tecrübeyi bizzat yaşayacağını anlatarak, şunları kaydetti:
‘Buradan bir kez daha uluslararası topluma terör örgütlerine yaklaşımlarını bir kez daha gözden geçirmeleri çağrısında bulunuyorum. Terör tehdidiyle arazide operasyon yürütmenin ve özellikle de bunun yanında finans ve insan kaynaklarını kurutarak da mücadele etmek gerekiyor. Bunun için uluslararası iş birliği büyük önem taşıyor. İİT üyesi ülkeler arasında teröre ve diğer suçlara karşı iş birliğini güçlendirecek, kurumsallaştıracak bir yapı oluşturulması isabetli olacaktır. Bu anlayışla Türkiye olarak getirdiğimiz İstanbul merkezli bir İİT Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi kurulması önerisi kabul gördü. Bu hususta verilen desteğe teşekkür ediyorum.’
Yetmiyor bir de koca İslam dünyasına büyük olduklarını hatırlatarak onları organize ediyorsunuz;
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında, zirverye katılan ülkelerin yöneticilerine seslendi. Davutoğlu, İslam Dünyası’na 9 başlık altında ortak hareket etme çağrısında bulundu.İşte dokuz başlık ve Davutoğlu’nun konuşması:
1 – Ekonomik işbirliği çağrısı
‘Ekonomik iş birliği konusunda ortak bir tavır sergilemeliyiz. İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin kendi içlerindeki ekonomik ilişkileri istediğimiz düzeyde değil. Üyelerin kendi aralarında geliştirecekleri ekonomik iş birliğinin barışa da büyük katkı getireceğine inanıyoruz.
2 – Sınırların yeniden çizilmesi engel olmak
Bugün özellikle İslam dünyasına dönük olarak sınırların yeniden çizilmesi çabalarına, bazı ülkelerin parçalanması riskine karşı, her birimizin hep birlikte sınır bütünlüklerini savunmaya dönük olarak, sınır bütünlüğü konusunda ilkeli bir tutum takınma zorunluluğumuz var. İslam dünyasının yeniden parçalanma teşebbüslerine karşı hep beraber, bütün bir İslam dünyasının ve üye ülkelerin tümünün sınır bütünlüğünü korumak konusunda da ortak tavır içinde olmalıyız.
3 – Terör ve İslam kelimeleri yan yana durmazTeröre ve İslamı terörle aynileştirmeye, özdeşleştirmeye çalışan tavırlara karşı da ortak bir duruş sergilemeliyiz. İslam terörü lanetler.
4 – Filistin için ortak tavır
Başta Filistin olmak üzere işgal altındaki bütün İslam topraklarının kurtarılması konusunda da ortak bir tavır takınmalıyız.
5 – İnsanlığın sorunlarına çözüm arayışı
Gerek mülteciler gerekse Afrika’da ve İslam dünyasının değişik köşelerinde kıtlık çeken, iklim değişikliklerinden etkilenen dost ve kardeş ülkelere yardım konusunda ortak bir tavırda buluşmak durumundayız. Bu çerçevede her birinizi İstanbul’da 23-24 Mayıs’taki Dünya İnsani Zirvesi’ne davet etmek istiyorum. İnsanlık tarihinde ilk kez düzenlenen olan bu zirveye katılımınız, İslam dünyasının bu zirvedeki sesinin daha gür bir şekilde çıkmasına vesile teşkil edecektir. İnsani konularda herkesten önce İslam dünyasının öne çıkması, İslam dünyasının sesini yükseltmesi büyük önem taşıyor.
6 – Onur meselesi: Kudüs
Filistin’in özgürlüğüne kavuşması, Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin’in, İslam dünyasının bir onur meselesi olan Filistin’in özgürlüğünün temin edilmesi konusunda omuz omuza durmak durumundayız. Bu onur meselesidir.
7 – İslamofobi ile mücadele
Dünyada bugün İslam diniyle ilgili olarak oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıya karşı da hep beraber ortak bir tavırda buluşmalıyız. Özellikle İslamofobi türünde Batı toplumlarında ortaya çıkan tavırlar, bugün İslam dünyasının ve İslam dininin yanlış anlaşılmasına sebebiyet veren psikolojik atmosfer oluşturuyor. Buna karşı da ortak bir tavırda buluşmalıyız. Nerede bir İslamofobik çalışma varsa sesimizi birlikte yükseltmek durumundayız.
8 – Siyasi ayrılıklar
Siyasi görüş ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak İslam dünyası içindeki her sorunu ele alabilecek olgunlukta ikili temasları arttırmak ve siyasi ilişkilerimizi en üst düzeye çıkarmak durumundayız.
9 – Müslüman azınlıklar
Müslüman azınlıklarla ilgili olarak, birlikte bu azınlıkların haklarının ve hukuklarının korunması yönünde de barışçıl teşebbüslerimizi artırmalıyız. Hem işgal atındaki Filistin, Karabağ, Kırım gibi toprakların kurtarılması hem de sahipsiz gibi görünen Müslüman azınlıkların meselelerine sahip çıkılması, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın uluslararası etkinliğini gösterecek önemli göstergelerden biridir.”
PKK’yı gönderdik – bitirdiniz, Paraleli yolladık – ezdiniz, Mossad’ı gönderdik – kafalarına sıkıp Suriye’ye attınız, Rus’u gönderdik – kaçırdınız, AB’yi gönderdik – korkuttunuz, Gezicileri gönderdik – deşifre ettiniz, silah vermedik – silah yaptınız, Arap baharı yapıp demokrasi yalanıyla yeni adamlarımızı geçirecektik – elimizden alıp Müslümanları başa geçirdiniz, seçimle götürdük – 3 ay sonra yine seçimle geri geldiniz, topyekün saldırdık – karşımıza topyekün direnecek İslam ordusu çıkardınız, Müslüman ülke ordularını eğittiniz, her yere üsler kurdunuz, bütün dünyayı dolaşıp biz batarken siz ekonominizi büyüttünüz.
Ama sizde gerçekten çok oluyorsunuz…